15 Ağustos 2014 Cuma

GELİNCİK TARLASI

00:00 dı bumları yazmaya başladım gün döndü dünya zaten dönüyor.kılı kırk yarıp hissettiğin hatıra yaratma isteğinin götünde bomba gibi patlaması baharda açan tüm gelincikler savaş alanında ezilen gelinciklere döndü binlerce öldürmek için komutlanmış adam binlerce gelinciği ezdi.biri dik durdu oda gitti.her zamanki gibi edilen küfürün haddi hesabı yoktu.gelincik tarlası dediklerim olduklarından dolayı hattı zatında binaanaleyh( ki bu doğru yazılmadı ) yerini buldu. Gelincik tarlası dediğim yakışını yaptı gitti bilmiyorduki şimdi hayatımdaki en büyük hitti

6 Ağustos 2014 Çarşamba

BİLMİYORUM

I Çakırkeyiflikten biraz daha öte beyninin o an ona göre her köşesine muntazaman yerleşmiş kendine zevk veren ve güldüren tüm o içtiklerini düşünürken evdeki kedinin yemini koyup koymadığı geldi aklına. Sağ elinin dışıyla tuvaletin kapısını iteleyerek içeri girdi teknoloji var olsunki harekete duyarlı sensörler sayesinde ışıkda yanmıştı. Keskin sidik kokusunu duyar duymaz hemen ayıldı.Bir küfür etti güzelce akabinde de işedi. çıkışta ellerini yıkamadı ama arkadaşlarının yanına varmaya yakın sanki ellerini yıkamışta son kalan damlaları ellerinin sıcaklığıyla yok etmek ister havası vermek için sıkı sıkı oğuşturdu. Kediyle konuşmak lan en güzeli dediği anda ilkokul ikideyken akdeniz iklimini çalışın gelin diyen öğretmeninin maki nedir sorusuna verdiği ''Bilmiyorum.'' Cevabıyla yüzüne aşk edilen tokatın arasında geçen zaman ;trafikte sarı ışığın yanmasıyla arkadaki öküzün kornaya basması arasında geçen zamandan daha kısaydı ve bunu ömrü boyunca unutmadı.Hayatında sekiz yaşında verdiği daha doğrusu bilinçli olarak verdiği ilk ''bilmiyorum'' cevabının bu halde vücut bulması geri kalan ömrünü nasıl etkileyecekti hiçbir fikri yoktu o zaman. II 08 10 2004 On yaşında oğlu ve oniki yaşında kızı olan ve kirada oturduğu evin kirasını doğru düzgün ödeyemeyen üstüne üstlük kömür almaya parası yetmediği için elektrikle ısınan ve elektrik parasını nasıl ödeyeceğini düşünen Zonguldaklı maden işçisi Çorumdan göçmüş İhsan elini cebine sigara almak için attığında hepi topu ondört lira çıkmıştı.Ettiği küfür biraz kendinle alakalı idi Sabahattin Alinin yazdığı ve sonradan Edip Akbayramın şarkı yaptığı gerçekte sözleri değiştirilmiş o şiirinin mısraları geldi aklına.Dertlerin kalkınca şaha bir sitem yolla Allaha.Ateist olan bir arkadaşıda esasında orjinalinin sitem değil küfür olduğunu söylediği günden beri aklına soru işaretleri geliyor ve dindan büyütülmüş olmanın verdiği keskinlikle sitemi bile ağzına alamazken küfürü aklından geçirdiği için kendine çok sağlam tertemiz küfrediyordu.İlk ettiği küfür ile ikinci ettiği küfür içerik bakımından ipek gibi yumuşak bir hal almıştı. Yirmibir yıldır girdiği ve sayısını tam olarak netleştiremediği maden ocaklarının sıcak nemli rutubetli ortamı geldi aklına.Gençliğimi verdim amına koyiim dedi.Kırkdört yaşına gelmişti ve elektrik parasını nasıl ödeyebileceğini hala bulamamıştı.osa çok sevdiği uğruna bütün köyünü aldığı eşi kırkyedi yaşındaydı ve ondan büyüktü.Karısı büyük olan zengin olurmuş sözü geldi aklına ve sigarasını aldı kalan paranın üstüyle bir satır sayısal loto oynadı. Tarih 09 10 2004 dü gösterdiğinde ne olduğunun farkında değil salı günü hergün iş çıkışı bir çay içmek için gittiği kahvede pazar gününün gazetesinde yayınlanan sayısal loto sonuçlarını gördü ve bir umut hiç çıkarmadığı ceketinin iç cebine attığı kuponu çıkardı.Baktı gözlerine inanamadı bir daha baktı bir daha baktı bu sefer sevinçten küfretti.Kuponu tutmuştu. Yıllar sonra en yakın arkadaşı o kupona yazdığı rakamlar nerden aklına geldi diye sorduğunda ''Bilmiyorum '' dedi III Can sıkıntısı öyle bir hal almıştı ki tek istediği dibe vurmaktı.Günlerinin çoğunu isim verdiği ve hatıraları olan bir nesne ile geçiriyordu ve o nesnenin hatıraları hazzı tarifsiz bir keyif veriyordu.Birini anlamlandırmak değildi olay anı anlamlandırmaktı onun için.Saniye bile olsa kaçabileceği küçük bir nokta evrendeki karadelik gibi geliyordu.Kendini yutan bir kaç saatliğine bile içine girip kendini başka forma soktuğu sandığı o kara delik bir yalandan ibaretti ve maalesef her ayıldığında bunun farkında olmasına rağmen her gece olmasada onun peşinden koştu.Maltın şarkısı geldi aklına derdiki sözlerinde 'neden konuşmadın benimle'.Konuşsa dünya hafiflermiydi ? soruyu soran için değil ama cevabını veren için evet.Bu onların son konuşmaları olurdu.Her sorduğunun sorunun cevabı bende var diyen Dylanın ilk defa ağzından 'bilmiyorum' çıktı ve dünya o an değişmeye başladı.Hiçbir kaptan otobüs şöförü pilot vatman bunun farkına varmadı. 'bilmiyorum' insanın kendine söylediği en büyük yalandı ve Dylan bunu yaptı.

22 Temmuz 2014 Salı

yolculuk

Eski türk filmlerinde yan rol yada figüranlık yapıp medyanın gazıyla 22 yıl aradan sonra prime timede yayınlanan bir dizide başrol olmasada ana karekterlerden birini kapıp 22 yıllık figüranlığın bittiğini sanan ama sezon finalini bile yapamayacak olan o dizide ( burda şarkı bitti )oyuncu olmanın mutluluğu var üzerimde. Kızgın mısın hala ? Yeşilçama değil ama Yeşile evet.Ki ben ( türk dili edebiyatında Ki ile başlayan cümle var mı ? ) çok kustum yaktım. Kutsal denilen ve halkın % 99 nun bu günlerin kutsallığını kabul ettiği bu günlerde alkol kanamasından günahlardan mütevellit bir baş ağrısı ki öyle böyle değil. Oysa sevdiğim herşeyi besledim ben. Yarının olması çokda umrumda değil bana olmasada başkalarına olacak zaten dedi Dylan.Bunu söylerken oda sarhoştu ve çınar ağaçlarının yaprak dökümüne girmesi yaz aylarında hiç olmamıştı demek ki bu yaşanılanlar bi yerde abesle iştigaldi. Başka şarkı çalarken ezan okunmaya başladı. Sus dedi Dylan dinle bak bu okunan kutsal varya aslında yirmidört saatin hepsinde var bunun sebebi Tanrı ve greenwich mean time frame atladılar hepberaber.Dejavu oldu karadeniz yöresinden eğlenceli bir türküyü ağlayarak söyledi Dylan ve kendi yani ben. Sonra hepberaber İhsan Oktay Anar'ın o uzun adamın neden İzmirde geçen bir roman yazmadığını düşünürken ezan bitmişti.Bu saat dilimindeki tüm inanalar hepbirlikte ellerini kulaklarına götürmeden önce niyet etmişlerdi ama o niyet İhsan Oktay Anar da varmıydı bunu ne Dylan ne ben biliyorum.bu bir muamma şimdilik. Olmadı varsay... Olmak fiilini varlıkla beraber negatife doğru öteleyip kaçmak.idamlık bir şey bu faşistilik bir nevi. Bir nevi değil öyle. bu yolculuğun anılarının hatıralarının olmamasını sağlamanın hepsi bende değil anladığım kadarıyla çünkü dışarıdan yapılan müdahele can alıcı ve bu haketten faşizanlık.Yakalarsam eğer öldürebilirim ve bundan eminim. Uzun uzadıya uzun marlboro ve tuborg gold sarı yanlızlık jazz müzik... YÖK ün yıldönüme daha var. Beşiktaş sen bizim herşeyimizsin... Ve ben Dylanla beraber gelecek olanı beklerken yükseldik yükseldik yükseldik ülkümüzün ileri gitmek olduğunu hatırladık ve kurbağayı yaktık. Çünkü o hala yeşildi... ve bu hikayede burada bitti dedi Dylan.

28 Nisan 2014 Pazartesi

290414

Şehrin bu tarafına yağmur yağıyor.Rüzgar da var.Şehrin o tarafına yağmur yağıyor mu bilmiyorum ama ben hala sana; şehrin her tarafına yağmur yağıyormuş gibi yağıyorum. Yağmuru sevmedin gökgürültüsünüde ... Sigara yakayım bari. Yaktım. Uyuyayım diyorum.Tutmuyor namussuz sonra bir sigara daha.Zülfü Edip Leonard ... Çok daha var daha zamana Dur bakalım Dylan. Yağmur yağıyor. Sevmediğinden. Dur bakalım Dylan. İki.

15 Nisan 2014 Salı

nerden geldi aklına

Aralarında zaman var dedi Dylana Dylan dedi ki Bİr çınar ağacının gölgesi bir ormanı kaplıyor hala ondan. İkisi birden durdu. Geçmişte yazılanlar geçmişteydi bunu bilerek ikiside suskunluğunu korudu.Biri Orhan velinin harbe giden sarı saçlı çocuk mısralarını aklınan geçirirken diğeri Oktay Rıfatın Buraları şiirini anımsadı. Buraları rüzgar buraları yağmur Sol omzuna güneşi asmadan gelme ! Güneş çıktı gölge gitti .Şimdi bir gizemdir alıp yürüyen. Dur dedi Dylan kendi kendine sakin. Orman dediğinde kaç tane ağaç olduğu sayılmış mı ? Bu delilik bu çılgınlık bu absürd. Say ulan dedi Dylan.Saymadığın kabahat. Kelimeler vardı bir ara saydığın sıralayıp Afrikaya ulaştırdığın ; onları saydın ağaçları neden saymıyorsun say ulan say. Fazıl Say Say kanunu mahreçler aha gittik geçmişe bakara makara lanet girsin dalga geçenlere. Dylan dedi ki Bir.

31 Mart 2014 Pazartesi

OLUR ÖYLE ARADA BİR

Öğlen sıcağında serinlemek için içtiği rakamla sadece iki olan biranın ikinci rakamı olanından son yudumu aldı.Şişeyi fütursuzca kasası ceviz ağacından yapılmış;camları henüz takılmamış pencereden aşşağıda biri varmış yokmuş umrunda olmadan salladı. Az evvel kapağını açmak için kullandığı keseri talaş yığının içinden el yordamıyla buldu.Sıcakla beraber yaklaşık onbir dakikada içtiği iki bira kendini çarpmaya başlamış sıvası yeni atılan duvarların serinliği yerini yakıcı haziran güneşine bırakmıştı.Keserin sapını en uç kısmından başparmak işaret ve orta parmağıyla sertçe kavramaya çalıştı lakin kafası iyiden iyiye dönmeye başladığı için yapmaya çalıştığı hareket bombok oldu ortada kaldı. Hassssikeyim dedi. Eğildi Bir önceki gün ormandan çektikleri kuru odunları taşımaktan zaten ağrıyan beli eğilmesiyle beraber omuriliğinin son sokumundan taaaa beynine kadar öyle bir elektrik verdiki bağırmasıyla beraber üst katın ince sıvasını atan usta - la hüseyin ot bulmuş eşşek gibi ne anırıyon dedi. Hüseyinin iki eli belinde bir yandan yukarıdaki ustaya ana avrat onun duymayacağı sesle küfrederken bir yandanda keseri yapan maragozun anasının kulaklarını çınlatıyordu. Saat öğleden sonra ikiye geliyordu. Yarın eski adıyla Şeref stadı olan sahada çok sevdiği takımının Eskişehirsporla maçı vardı.Bİr yandan belinin ağrısı bir yandan oğlunu maça götürmek için verdiği söz kuyrukları birbirine değmeyen kırk değil onikibinaltıyüzelliyedi tilki kaadar karmaşık bir halde beyninin içinde dönüp duruyordu. Söz verdin lan oğlana dedi Belim kopsa gidecen amınakoyiim dedi. Urfadan o sıralarda sesi yanık soyadı Sesigüzel olan esmer kavruk kaytan olmayan ama bıyıkları olan bir oğlanın plaklarda dönen türküsünü mırıldanmaya başladı. Türküyü söylerken ağrıyan beilini çok kısa sürede olsa unutup tekrar eğilip yerden aldı.Göbeğinin üstünden bağladığı alet edavat çantasının içerisinden üç tane onluk çivi çıkardı ikisini sigara içerken yaptığı gibi dudaklarının en sağına sıkıştırdı diğerini sol eline aldı keseride sağ eline.Sol elinin baş ve işaret parmağı arasına sıkıştırdığı çivinin ucunu ceviz ağacından yapılmış kalasa hedefledikten sonra sağ eliyle tuuttuğu kesere öyle bir abandıki tutturabilse değil kalası duvarı delebilir hatta yıkabilirdi.Ama tutturamadı. Sağ eliyle salladı keserin kareye benzer dolgun demirden olan kısmı başparmağına gelip önce tırnağını kırması sonrasında kırılan tırnağın ete batması akabinde hızını alamayan keserin parmağının etini darmadağın etmesiyle beraber öyle bir küfür ettiki öyle bağırdı ki öyle canı yanmıştı ki memleketi mardindeki ermeni kilisesinin papazı elindeki çayı fırlattı. Seçimler bitmiş Dylan masasının üstünde yukarıda yazılı olan müsvetteyi aldı okudu. Beğenmedim aq diyip buruşturdu attı.Sen kimsin lan hikaye yazacak dedi kendi kendine.Hüseyin kim papaz kim aq dedi Zaten saatinide ileri almayı unutmuştu güne başlarken. Sıkıldın dimi lan dedi Haa sıkıldım aq diye yine kendine soru soran kendine kendi kendine cevap verdi. Unutun mu dedi Kolay oluyo lan dedi Dylan Bu iyi dedi Yazı tura attılar hep tura geldi kurbağıyı yaktılar. İkisi birden tek atıp sarhoş oldular. Dylan dylandan bir şarkı çalmaya çalıştı gitarla eeah biraz becermişti ama tam olmadı.İkisi birden ağız birliği yapar gibi olsun aq biraz daha çalışrsak olur dediler. Zil çaldı Kapının değil telefonun değil For whom the bells tolls nereden nereye aq. Hadi hayırlısı Beyinlerinize esenlikler dileriz Dylanla beraber.

1 Mart 2014 Cumartesi

02032014

sarhoşluk alkolden olmayanı.Dediler ki evi yakacaksın. Dedim ki yanan ev değil. onbirsıfırüçikibinonüç.Dur dediler mi yoo demediler. dünya yeşil olsundu tüm gayem. hayatı bildiğiniz gibi değil yada benden beklediğiniz gibi yaşamadım yaşamayacağımda.Bana gereksiz cümlelelr kurupta farkındalığın f sinden bile haberiniz yokken onun çabası içerisine girmeyin. Şimdi şu an geçmişte olduğu gibi gelecekyte te oloacağı gibi yeşilmiyim tamam ok yeşilim. Bu gerçek.Dediki deli Beni seviyor musun dedimki evet Dünya varya ne algılıyorsanız çocuğunuz işiniz haylleriniz beklentileriniz. Evet kafam biraz iyi olmaya başladı ve ben ki ben demekten hoşlanmayan ben diyorum ki bu sade yalın saf yazıyorum kelimelerin harf sırası doğru olmaya bilir bak arada boşluk bıraktım ben. Yeşil. Bir renkten öte şimdi burdayken mesela dese ki seni seviyorum azrailin telefonu olsa o telefonu arasam ulaşılımıyo dese sesli mesaj bırakırım.Hacı gel bekliyorum. Dünyanını dönüşü jülyen takvimine göre şubatı sayalım 365 gün.Ama hakkını vereyim Augustus kral adam ben giderim esameme okunmaz bunu okuyan sen seninile ilgili hikayeleri anlatacak kimse klamadığında sende biteceksin biliyorsun değil mi. Ha okul mu yaptırdın adı senin olan o okul 37 sene sonra yıkılacak ve hırsızlar cumhuriyrtinde insanların gözyaşları biteceğindden senin ismini silecekler.Yalan olacaksın lan aklını başına al.Teknolojiyi unut öyle bir dünya saana hizmet etmeyecek . kayser soje .Sabah. Sor ki en son ne zman sbahladın.Örneğin kordon deki boğaz yada antalya bak ben yeşilim diyorum sana orman gibi ağacı sikmişim lan ağaçtan orman mı olur olmaz ağaç ağaçtır meyve veriri bazısının kışın yaprağı dökülüür bazısızdas deseki ben ölümsüzüm geç onu anam babam.Kim söylrmiş süyehlaya vurulmuşum diye. Bu gece devrim oldu yazdıklarımın her nkelimesi her olmayan ses uyumu küçük yada büyük durdu.ŞArkı Fade to grey . Gitme lan .Bak eşofmanlarını beline kadar çeker Recdep ,vedikle oynarız seninle . hayat dediğin neki bir filmin bir anından mutlu olmak mı .OPldun mu olduysan gel öp breni duruyorum bak burda si Siyah var sevdiğim en anlamdırdığım beyzay . Güç iktidar bu son dönemimde yaşadıklarımız devrim niteliği olşan söylemler gazete küpürleri tapler .Allah bildiği etsin sizi. 02032014 Yeşilin varlığı dur dur lan dur ne duruyosun loan göt durma e tamam durma. Yeiişilin sana dedikleri sigara örneğin çektiğiniz derin derin nefes alışı hatırladın mı.Unuttum mu aq yooo. Dylan lan bak geldin hopşgeldin .Dylan Şampiyon vardı hatırladın mı ? Evet qabi Lan göt baana kadir çğpdemir pascal nuo9ma muhabbeti yapma. Anladın mı sen obu.Dylan Sevmez bu soruyu biliyorum ama. Şampiyon nerde yaw.... tat. bırak. kur. rahatla. son sigara benimlr iç Yeşil...

28 Şubat 2014 Cuma

M.D.

Dur bakalım bu gece neler olacak herşey normal seyrinde mi ilerleyecek yoksa anlayacak mı ne masum taklidi kalacak ne de omlete kırılacak yumurta günahsız hayat aramak bitti gibiydi zaten Dur bakalım M.D. ne yapacaksın bize bu gece Siyaha bürünme için bakalım bu gece neler olacak. Bekle siyah M.D.

23 Ocak 2014 Perşembe

MAHREÇLER KANUNU

İktisat biliminde .Bi dakka ama ya iktisat bilim midir ilim midir ? . Bilim laboratuvarda yapılıyorsa iktisat ilimdir. Neyse her arz kendi talebini yaratır. özü bu. Jean Baptiste Say bu kanunu bulan adamın adı. Say kanunu diye de bilinir.Ya zaten bunu bilen zaten biliyor.Yazdım boşa zaman kaybettim. Her arzın kendi talebini yarattığı en büyük yalan lan.Yok öyle bi dünya.Olmayan düzenler iöerisinde birileri bundan faydalanıp gerek dayatmayla gerek kandırmacayla yada üçüncü şahısların kendi g.tünü deliğini bilmeden arzularından kaynaklı istekleriyle tüketimler gerçekleşiyor.Tükettim bende bütün günleri geceleri dakikaları anları yemekleri içkileri insanları ... Bu ne şimdi.Çok sıkılıyorum çok Öğleden sonrası sarhoşlukları özlüyorum ben. Ben mahreçler kanunu yukarıda yazdıklarım kadar biliyorum. Bilmek istediklerime ulaşamıyorum buda canımı sıkıyor. Süper bağnazım bu aralar çok küfür edip sarhoşken yağmur duasına çıkıyorum tek başıma. Yağdırma diye sevmez diye bulutları sevmez diye.Attığım her başlığın gittiği yol belli attığım her adımın gittiği yolda belli. Bana şiir yazdılar verdiler.Sallamadım.Oysa bende yazıyorum sallamıyorlar.düzen bu işte.Yemişim Jean Baptiste Say'ı sadece okulu bitirmek için bu adam ne demiş diye zorla ezberlediğim bi adam. Ne güzel ki Roger Waters çalıyor şimdi, ne fena ki ne dedi diye dünyayı anlamlandırmaya çalışıyorum.Hala. Aklım almıyor. Yeşil yeşil yeşil yeşil. Huzur ver artık.

10 Ocak 2014 Cuma