22 Aralık 2013 Pazar

En uzun gecenin sonraki gecesi

Önce yazacağım sonra başlık koyacağım dedi.Haaa on numara olur bütün bunlara dedi diğeri. Çınar ağaçları ürperdi mi hiç.Umrunda değildin ki dedi başka tanımadığım diğeri.Aşısı çoktan yapıldı dedi bir diğeri.KAç kişi vardı .Kimse tam sayıyı söyleyemedi o an herkes sustu.:Kafasında sadece gözlerini belli eden boynuna kadar düşen siyah maskesiyle cellat ağlamaya başladı ; giyotini bozuldu sanmıştım meğer eceliyle ölenler için ağlıyormuş.Azrailin cellattan şimdilik haberi yoktu. Acıkmışlik hissi bir kadının aklına kanı getirdi.Rüzgarlar dahada şiddetli vurdu kayalara.Sarhoşşun dediler telefonda oysa değildim sadece özlüyordum biraz da merak .Dün en uzun geceydi.Sezeryana adını veren imparator Sezar değil benim kankam Ağustos ayına adını veren imparator Augustus benim kankam şimdi karşımda kafasında zeytin dallarından yapılma bir krallık tacı ile latince birşeyler söylüyor anlamıyorum. Şarabı bitti ondan herhalde bu sinir hali. Çınar ağaçları ; hani nerde pencere ya boyadığım şehirler Bülent abi herkes kendi halinde.Sormazlar mı ? sormadılar Barış mançonun ruhu hala burda Augustus bunun farkında değil. Melekler melekler gelsin istedik golü atan Holoskoydu iki tane attı dün sevinen benden fazla bir insandı.O sevindi diye bende sevindim. Çınar ağacı göç etti ben buna şahit oldum.Aklıma şarkı sözleri geldi senin kanatların yok düşersin yorulursun.Düştüğünü başkalarından öğrendim ama şiiri yazan ben değildim bir başkasıydı.Maça bir değil iki değil 3 sıfır yenik başlamıştım. Üçü neden rakamla yazdın diye soran olacak biliyorum bunda eminim cevabım 11.03.2013 de kilitli. Ne diyosun dedi İngiliz dilinde ;bunu diyen eve yeni gelmişti sarı saçları vardı.Senden kimseye bahsetmedim dedim.Fuck the color green dedi. Dövdüm. Bugün dünyadan biri göçtü.En yakınlarımda gidene gözyaşı döktü.İnansakta bu sınav döneminin bittiğine;gitti diye tutamadık gözyaşlarımızı.Hiç bir yedi yaşında çocuk babasının arkasından ağlamamalı.Bu fena.Geriye kalan ; çekilmiş bir poloroid fotoğraftan hayatı onun için olsa bile kazanmak zormuş.Şimdi susuyor ama fotoğraf hala karşımda nasıl unutmadıysam bakışları, hiç tanımadığım bir fotoğrafıda unutmadım ebediyette tanışırız umuduyla kadeh kaldırıp inandıklarıma ters düşsemde bekle beni diyorum bunu isteyerek yapıyorum. Teknoloji nimetlerini kendi içinde engelleme imkanını sunuyor bunu biliyorum ben;ama hiçbir teknoloji kafamda ulaşmak istediğimden beni alıkoyamaz. Bir aklıevvel ilkokul üç sınıfı çocuğu gibi telefonda üçüncü şahıslar üzerinden bana ayar vermeye çalışırken ben sadece ona gülüyordum. Augustus bir gün sezaryan bitebilir ama senin ismin her daim olacak bundan emin ol. Çınar ağaçlarının göçü tamalanmış ; ama yanlış yere göç etmişler.Nasıl bir iklimse artık ,ne güneş var ne oksijen çıkamayacaklar.Bunu bilerek isteyerek göçe salık verenler sebep oldu.Ama çınar ağaçlarının hala bundan haberi yok.Yazık. O kadar kalabalık ki olduğum yer klasik ama gerçekten kimsenin kimseden haberi yokken sadece beni bilmeleri beynimi yoruyor.Ne zamandan beri yanlızsın sen sorusu kulaklarımda tekrar çınladı.O zamandan beri yanlızım dedim ben hep yanlızım lan dedim:Lan mı dedi türkçe bilen biri evet dedim lan dedim canın sağolsun dedi mersinli çiftçi gibi. O başbakana konuştu bense sizin hepinizle ama sizin siz olmadığınızı bilmiyorken sizle konuştum.Ve bundan dolayı hiçbirinizin sizinle konuştuğumdan haberiniz yok.Sosyal medyada ki paylaşımların canı cehenneme.Melek geldi yine.durdu.Baktı.Sigaran varmı dedi. yok dedim gitti. Aslında hiç gelmemiş bu kadar zaman içerisindeki bu gel gitin tek sebebi elektrik.Elektrik sadece tellerden geçen birşey değil ki beyinde de var.De yi ayrı yazdığım için mutluyum ama Augustus hala bağırıyor.Merlotta kesmedi kendiini.Dünyaya küfür ediyorum.sende ediyorsun etmedim deme etmediysende edeceksin bunu sende biliyorsun. Uçurtma gitti çınar ağacının göçünden az evvel önce kırılan dalına takıldı .Dal yerdeydi demek ki uçurtma düşmüştü.Odada sayısını bilemediğim kadar olan çok kimseden hiç biri demediki aga uçurtman düşüyor.Herkes kendi halinde sarhoş bir o kadar duyarsız bir o kadar ağlak bir o kadar sinirli bir okadar sevecen bir okadar rutin olmasına rağmen kimse demedi bana uçurtman düşüyor.Polislerin gelmesi an meselesi kolluk kuvetleri hangi kolumun kuvvetini ölçmüşlerki ona göre adam gönderip beni alacaklar.Sıkar biraz. Dünyayı sigara dumanına boğarım ben hepiniz ölürsünüz. Gidiyorum sıkıldım. Yeşile boyayacağım ortalığı...

3 Aralık 2013 Salı

sallarsın herşeyi. Gelişine voleyi çakarsın gol olmuş olmamış umrunda değil. ÇAktım voleyi Beşiktaş Kültür Merkezinini karşısına. Köyiçine gider... Rakı kadehlerini kaldıralım.Sicil numaralarını unutalım . hepimiz biriz nihayetinde Bir dördüncü renk olsun . Kızmayın. Anlatacağım kabul edeceksiniz. Sabır...

SEVEMEDİM KARAGÖZLÜM SENİ DOYUNCA....

Yok öyle Kadir İnanır Türkan Şoray değil.Bildiğin manipule edeceğim bağzı şeyleri. YaNLIŞ olan zaten başlıkta var.Neydi lan o Dylan.Sus söyleme.Zaten susmakta herşey şairin dediği gibi söylenmiyor herşey susmadan. Gittim ben ne ceket aldım ne anlam aldım hiçbirşey almadım ben. Sıkılıyorum. Hemde çok sıkılıyorum.Bak yine sıkıldım bağzı şeyleri manipule etmeyeceğim. Bıraktım bana ne yaaa... Boyayacağım bu gece ben İzmiri.Hava soğuk ama olsun. Belki.

25 Kasım 2013 Pazartesi

YAĞMUR

İZMİR'e yağmur yağmasın. Sevmez o yağmuru. Yüreği kabarır derin derin soluk alır karamsar olur birazda; bulutlar gibi olur. İZMİR'e yağmur yağmasın Hele şimdiki gibi hiç yağmasın Sinirlenir sonra İZMİR Hiç mi sevmedin İZMİR sen yağmuru ? İZMİR'in yağmurla hikayesi var mı acaba ? Varsada ben bilmiyorum Bildiğim tekşey İZMİR'in yağmuru sevmediği. Oysa yaz oysa gece oysa kordon Ve de ışıkları Kadın gerdanı gibi ışıl ışılken; Kara bir baş örtüsü gibi başının üstünde bulutlar. Barış Manço nun ruhu tekrar geldi 2023'e yolculuk. Unutuyor muyum ne ? Amma da çok damla var herkesde. Yağmurla ilgili hatıralar yaratsan sen güzel İZMİR. Neden yapmıyorsun ? Bir şehir bu kadar mı sevmez yağmuru güzel İZMİR. O sende artık İZMİR'e yağmur yağmasın artık yeter...

21 Kasım 2013 Perşembe

YİRMİBİRONBİRİKİBİNONÜÇ

Yayın balığı Yayında karlanma var Yayımladıklarım nerde ki Yarınlar Geçmiş Fışkıyeyi kim kırdı Şiir yazdım ben bir ara Deliliğe dair Baktım ayna vardı Sustum Klimanın altına yapışmış kırılan bira şişesi parçalarını hala tutuyorum. Saat desen o biçim... Yayın balığı Kırk dakika kırık dakika ... Nasıl susadık Git Akşam oldu can sıkıntısı Arbitraj yapsam hayatıma Gitsem dedim karar verdim Gidemedim Kaldım Kırık notlarım çoktu Oyüzden tekrarlıyorum Bağzı şeyleri Ki ben onlara asla kahrolsun demedim dememde... Gelişine herşey buda öyle Gelişine gelmek olduğu gibi Yapılandırma faaliyetleri Geldiği gibi olmuyor gidişler ne sıkıcı ya Sarhoş olma zamanı yakın Az kaldı Az Yayın balığı sana diyorum Yayında karlanma var Dikkat et...

8 Ekim 2013 Salı

GÖKKUŞAĞI

Şimdi o kadar sinirliyim ki bu fen bilimine evrene doğa kanunlarına. Havada süzülen su damlalarına vuran güneş ışıkları ki 8 dakika 18 saniyede dünyaya ulaşır ; o zerreleri kırmızı sarı turuncu lacvivert mor mavi ve yeşile döndürüyor. Oysa tek renk yeter. O feleğin tekerine sokupta kırılan çomaklar varya. Ben onların ta... Saat 23:52 günlerden hangi gündü lan bugün onbirmartonbirmart mıydı lan bugün ne gündü lan bugün. 1988 den beri tescilli açık sözlüsün dendi bana kimden lafı esirgedin ki Dylan. Bu noktada things have changed her zaman olmuyor bob abi. Neydi lan bugün Odanın içinde gökkuşağı tek renk Alabildiğine güzel alabildiğine rüya alabildiğine şiir alabildiğine alabildiğğine hasret alabildiğine gelecek. Neydi lan bugünün adı Beş taş oynandı taş olmaksızın; duman saklandı yeşile budadım hayatımı kırmızı gitti kan kokusu biraz şimdi ortalık. Biriniz dese ya bana bugün hangi gün. Bugün günlerden... ııı şeey bugün günlerden ya şey işte ya Ekim ayı başı hemen başı Kutsal sayılacak ziyaret Melek kanatları kurumsal yapı içerisindeki yerim Melek Melek Melek nerde Sonunda kendi kendime öğütmeye başladım Countdown to extinction ... and the rate is accelareting Hızlı oluyor herşey 149,6 milyon km uzaklıktakji güneşten ışıklar yeryüzüne 8 dakika 18 saniyede gelip su zerrelerinin içinden geçip gökkuşağı yapıyor. Yedi renk Neydi lan bu gün 23haziran ekinoks yok yok o değil entropi düzen bunu yazdın sen Dylan. Odaaa odaaa Bi dakka bi dakka ama yaaa Kanda yeşil akmaz ki kardeşim...

7 Ekim 2013 Pazartesi

SIFIR YERÇEKİMİ

Cam açık ; Karbondioksit yüksek İzmaritler saklı kaldı; Bir tutam nefesin olduğumuz. Çalan:bir sorunsalın haritası harita harita ne ya... Rüzgar çıkıyor usulca serin değil ama. Dünya hafifliyor mu ne.Melek Melek Melek Gitti Donuklaşmaya başladı herşey Akıla zarar fikirler kalp yekten tekten hepten atıyor Kafiyeye bak. Sakat kaldım dört kulakçık yerine kaldı üç yarın belki iki metobalizmik retikulum diye birşey var mı acaba ? Kahve içiyordun az evvel tadını aldım .Biraz sert olmuş bile dedin.Duydum. Tanrı; Evrene bir fiske vurdu o gece Atomlar değişti Hadron çarpıştırıcısı bozuldu Higgs bozonuda bozuldu ; anlamadılar.Gemi demir aldı rüzgar fırtınaya dönerken. Fiske yiyen evren sarhoşa döndü sağ gözü hafif kaydı bunu çok az kişi gördü ve bildi. Bilinmesinden de hoşnuttu ama herkesde bilsin istemiyordu. Tıpkı bakışları gibi.Menemen soğan domates biber ve yumurtadan yapılan bir aperatif yemek olmaktan çoktan çıktı.Tarifi değişti eksik kaldı kimse menemeni bilmeyecek. Tanrı evrene fiske vurdu ben delirmeye başladım. Cam hala açık , Üşüyorum ben ellerim buz oldu. Dünya hafifliyor emin olmaya başladım.İstisnasız tüm somut varlıklar yükseliyor yavaş yavaş görüyorum bir gün gelecek dönence hoşgeldin Barış abi. Saat 17:42 Nerde bu insanlar.Gelgitler başladı burdayım ben . Gel Git Gel Git Gel Git Gel Git Astral seyahat gibi herşey... Dünya hafifledi bitti Sıfır yerçekimi Melek gitti sarhoşluğuda Bu sıfır yerçekiminde gelgitler var hala Nasıl olacak Gelsene sen Yetimin yaşadığı en pisi Entropi olsa gerek Şans fiskeyi yedikten sonra İtibarsızlaştı Liyakat vardı ne oldu ona ? Gelsene sen yine...

4 Ekim 2013 Cuma

Andrea Bocelli

Vedere con il suono del tenore.Mentre la visione di incidente, perso la capacità di dodici anni.Ma per conoscere il bel colore verde.
Io dico che.
Andrea viene a Izmir, verde e mi dicono?
Io vi dico, ero verde.
Tu sei la nostra testimonianza, però?
Tu mi dici, e ascolto il verde.
Ma non mi aveva detto di una canzone.
'Time to say goodbye'
Non vorrei che il brano è in riproduzione.
Verde, credimi.Si potrebbe dire che si crede.Ci lega insieme forse.Questo è il motivo per cui io credo verde Andrea?

Si può fare questo lavoro, Andrea, sarà testimone delle nozze.

Andrea capisce come il verde è il senso della mia vita?
Aiuto.

Cordiali saluti.

1 Ekim 2013 Salı

MELEK

Geceydi hemde uzak bir gecede değildi,
İbranice Latince Hintçe Arapça dillerinden hiçbirinden tek kelime tanrıya dua edilmemişken,melek geldi dua dilleri sorgulandı çok uzun sürmeden dua edilmeye devam edildi.
Geceydi melek geldiğinde,
Biraz sarhoştu hafif çakırkeyif sağ kanadı hafif seyrerhalde gökten süzüldü.
Tanrıyla problemi vardı sanki uzun uzun konuştu.
Dinledim rahatladı
Keyiflendi hatta keyfinden bir türkü söyledi karadeniz yöresine ait.
Sigarası bitmiş
Sigaramdan içti
Dumanı çekti
Hiç birşeye benzetemediğim güzellikteki göğüslerini iyice şişirdi
Meleklikten sıkılıp tanrısal bir hal almak istercesine büyüdükçe büyüdü
Başını göğe kaldırıp dumanı saldı.Aynı anda yağmur başladı
Yaklaşık otuzbeş seneden beri bildiğimi zannettiğim Türkçe dilindeki bir harfin telaffuzu yazımı herşeyden öte bunun Melek tarafından  söylenmesi ve daha da ötesi bunu duymam neden yaşadığımı bir daha hatırlattı...
Yaşamdan bahsederken ben
Gözlerine baktım ölürcesine  
Yanımdaydı usulca bana doğruldu dudaklarını uzattı
Öptü
Ölsem dedim o an...
Ama o gözleri bırakıp gitmek ahmaklıktan başka birşey olmazdı.
Dahada bir sarıldım çok sarıldım
Dünyanın rengi değiştikçe değişti.
Heryer aynı renk artık ...

29 Eylül 2013 Pazar

Eylulun yirmidokuzu

Raki salgam birde sevdiklerim yetti bana bu dogum gunumde ...
Hayirlisi olsun...

26 Eylül 2013 Perşembe

Eylülün Yirmialtısı

İstanbul
Beşiktaş
Bugün dönüm noktası tarihi olur inşallah
Hayırlısı olsun...

16 Eylül 2013 Pazartesi

Eylülün Onyedisi


Beşiktaş Jimnastik Klubü
Yağız
Kum fırtınası
Vaha
Ebu Sabbah
Alamut Kalesi
Haşşaşeyn
Assain
Puslu Kıtalar Atlası
Bu terlikler neden burda değil
YeteneksizsiniZ Türkiye
Öyle yarışmanın ta amk
Kum
Özdemir Asaf
Kuşadası
Bira
Rima Hilali 
Sayfer (Uzakta)
Cankut
Yağmur yağdı mutsuz oldun
E.T. Sorunlu (Haketten sorunlu)
Bianchi
Adamer
Duvarlar gaZbetondan örülür temiz
Söke
Morpheus (Öldü )
Tekrar etme kendini Dylan
Things have changed
Subliminal message ( not sent into your brain yet)
Triple
Tayfa
Çeşme-İtalya
Akabinde New York
The Godfather (Seyretmedin hala biliyorum dolabının en uzak yerinde )
Ege Üniversitesi
Beyaz şort
Gözyaşı
Hug
Yalan
Kelime oyunu
Arabaya kimi aldın
Yeşilyurt Bornova minibüsleri
Ege üniversitesi hastanesi acil girişi
Starbucks (hiç sevemedim)
11 03 2013
Semt ( Orda Değilsin Git Orası Sevinsin Yersen Yoğurt )
Beyin kimyası bozukluğu
Düttürü Dünya
Allahuakbar
İstanbul ( Çokgeç )
Geç olsun güç olmasın
Kredi Kartı
Hurma
Şarap Kırmızı
Kordon Mavi
KApı Zili
Zilli
Knockin on HeaveAn's DoOr
UmuDunu KAybetme
EBITDA
Fuck
Gİttim Orhan Veliye
Ressam
Oluyorum Galiba iyi böyle
Eyvallah herşey bende gece saat 3 Fikret Kızılok
Gönül
Mide bulantısı akabinde kusma
Pembe Kusmuk 670 Narlıdere Buca Otobüsü
Aşkım
Yeni Türkü Tuana  Kızın adı hadiiiiiiiiiiiii len
Öyle ama
Gri YOk ya siyah ya beyaz anlamıyorsun değil mi ?
KAlpazaNkaya
Hassiktir git
Çökertme Kepab değil ama türkü
Zeybek hemde Tavas
UZat saçlarını
Oldum ben
Ey val lah
Lah ma cun
Cun da
Da rı
Rı zık
zık kım
kım ız
ız ga ra
Ras ta
Ta hin
Hin di
Di bek
Bek le
Ne bekleyecem yaaa gidiyom ben

Eylülün onaltısı

Sevmediğin yağmur şimdi İzmire dökülüyor ama toprak mis gibi kokuyor ve sen bunu bilmiyorsun.
Kokuyu...

11 Eylül 2013 Çarşamba

EYLÜLÜN ONİKİSİ



Birbirimizin hikayesi olmaktan bahsederken ve sen bundan ''o zamanlar'' hoşnutsuzken şimdi adını bile koy(a)madığın bir hikayenin süpermeni bile değilim ve donum hala pantolonumun altında.

Bu tarih her ikimiz içinde önemliyken,seviniyorken başka kişilerin buna ortak olması ; hadi onu siktir et o bende değil artık ... ( Ne vereyim abime.. güldün değil mi ? ) Kesişen kümelerin birbirinden habersiz oluşu matematiği etkisiz kılıyor 0 gibi örneğin. Oysa hayatımın başında 1 var yaşadığım  herşeye 1in yanına bir  0 koydum sen gittin ya sadece bir basamak geriledim Çok mu ?  skerim lan ben böyle işi

Bu tarih her ikimiz içinde önemliyken.Senin önemin ile benim önemim bir anlam,önem ifade etmedikçe sen daha çok ağlayacaksın bende daha çok şarap içeceğim ve her baharda eriklere bakıp gülümseyeceğim.Belki de bir gün dinlemekten üzüldüğüm şarkıları dinlemeye başlayacağım belli mi olur o zaman sen ağlamayı bırakır gülmeye başlarsın ve ben daha da mutlu olurum sorgu odalarında terlerken.

Geçen gün güldüm 'bizim' maçı seyrederken dedi ki spiker takımın kanayan yarası sol kanadı
vay amk dedim aynı ben
kalbimin sol yanı aynı bak aynıı :))
hala ara ara kanıyor kalbimin sol yanı 'bizim' takımın sol yanı gibi.Takıma takviye yaparlar ,iyileşir sana ne takviye yapsalar ahhhh İZMİR aaahhh sana takviye değil takkiye yapmalarından korkarım ve en fenası senin buna bir zaman aldanmandan...
'Bizim' dediğim tek olguyu ikimizin sadece ikimizin  paylaşamıyor olmasıda ayrı bir ironi ama ironilerin en güzeli anladın bildin sen onu.

kendimi zorla sana sevdirmeye çalışmamışken ( ki sen her defasında bunu ifade ederken yanlış anlama derdin) hemde hiç öyle kaalem yokken böyle düşünmen...
lan bu beyin kimyası bu beyin kimyası hg n ch na öyle değil lan öyle değil amk
Kaderi değiştirmeye çalışmıyorum farkındalık yaratmaya çalışmıyorum ne yapıyorum içimden geleni yazıyorum.Kim becermiş kaderi değiştirmeyi kim becermiş kaderi ? ...
Kan sadece damardan alınmaz ulan
kim diyor ?
kader diyor
dikkat et kendine kader bu çok pis
insan olana çok güzel
neredesin ... neredesin...
kader ağlarını ördü de bitti mi yoksa devam mı ediyor örmeye kim verecek bunun cevabını
Gayptan kimsenin haberi olamaz ne cini olanlar ne transa geçenler ne medyumlar ossuruktan teyyare
Dua etmeye devam etmen  iyi ; devam et ...
çok değil daha iki hafta önce evi temizlerken bir tel saçını buldum
Hocaya gittim
dedim büyüle
dedi ikile
dedim senin ta amk sakalını skeyim
dedi
hangi delinin intibası hangi deliye zühur  yada dühul etmişki ben bu sakalları ağartamama rağmen bunu anlamayayım
dedim
otur sıfır şarabın var mı ?
dedi
sen zaten içmişsin üzüm neyler lan sana

karacaoğlanı bildim gittim onunla içtim bende
haziranın yirmibirinden beri yoktun eylülün onikisinde doğdun yılı bindokuzyüzseksenaltı
kimyaya bak helee heleeeee
yoksun
gittin ya
elektriği buldum ben sen yokken koca şehiri hatta ilçelerini hatta o ilin içinde bulunduğu coğrafi bölgeyi ve hatta amk tüm ülkeyi dur lan gezegeni yok yok samanyolunu skmişim samanyolunu da evreni aydınlattım
nerdeydin sen ? 

kımıl zararlıları beyine tezahür ettiği zaman insan ne yaptığını bilmiyor normal olarak
nerdeydin sen ?
at gözlükleriii at gözlükleriiiiiiiiiiiiiiii

sen ne zamandan beri yanlızsın ki ? bunu bana sordular
kum yedim rüzgarla beraber cevap vermedim veremedim değil...korktum mu
skmişim dünyayı ceketim var lan benim siyah senden geldi ;
benimdi üşüme diye verdim ama senden geldi ...

dedi ki deli ;
sen yazıyorsun ama yazım yanlışı yapıyorsun
e ben eben sen anlıyorsun değil mi ? ne diye bok atıyorsun sen bunu yazabiliyor musun ?
styx nehrinde boğulursanız ben size yardım edemem kul hakkı kul hakkıııııııııı
kimi de buna sırat diyor
kurban kim ki ?
kurbanın bir müzik grubu olmadığı aşikar
nerdeydin sen ?

Neyse mecradan uzaklaşmayayım
Eylülün onikisinde doğdun
Sen dünyaya geldiğinde herkes mutlu oldu
Herkesi iyi niyetlerini sundu herkes bila istisna
Herkesin seninle ilgili hayalleri vardı
Kimilerinin belkide kiminin hala vardır yada kimi hayaller kuruyordur .
Seni sen yapabilecek belkide en olağanüstü olay
birinden bunları duyamamaktı ve ben ondan seninle ilgili hayallerini duyabilmen için bir hayatı elimin tersiyle itmeye hazırdım
bir fotoğrafı sadece vesikalık bir fotoğrafı gördükten sonra başladı herşey...

Eylülün onikisinde doğdun
martın onbirinde geldin
haziranın yirmibirinde gittin

haaaaaaaaa :))
işte öyle değil

gittin bu doğru
sen gittin
kalan yine sen oldun
bak bunu başka başka okuyanlar sinir olacak ki ben geleceğimi seviyorum
geleceğini hayal etmedim çünkü gittin
gelmekten kastım fiil başka birşey değil
çok basit hakiketten herşey

eylülün onikisinde doğdun
sen oldun
martın onbirinde geldin
haziranın yirmibirinde gittin
sana anlatılamamış hayellerin sana anlatılmış olmasını ve onları anlayıp yaşaman dileğim ile 

doğum günü kutlu olsun...
 










20 Ağustos 2013 Salı

JENIFFER LOPEZ

Hastasıyım;
Teknoloji çok gelişti malum istedikten  sonra kendisine ulaşabilecek olduğum  çeşitli araçlar mevcut.ama ben öyle olsun istemiyorum herşey kendiliğinden gelişmeli.
Jeniffer gelsin bornova küçükparkta bira içelim gezelim izmiri sevdiririm ben ona.Alışır bana ;oda beni sever   ev alırım kaloriferli 3+1 temiz.
ceylom benim gel severim ben seni.....

12 Ağustos 2013 Pazartesi

ÖFKE



Geceye dair yazılmış şarkılar,şiirler içinde gecenin başrol oynadığı filmler  hepsi konuk bana.Sevdanın binbir halinden en gizemli yakıcı olanı gece ( bir türlü benzer cümlelerden sıyrılamıyorum ,sıradan  hayat işte sıradan yaşanmışlıklar ) Bütün şeytani arzuların emre amade köleleri olan  kadınlar erkekler ibneler fahişeler hepsi birer birer gözümün önünden geçiyor.Kargonun Badlik Amiri şarkısı vardı orda ki bir söz aslında ilintili‘Gece inanılmayan bir dinin ebedi misyoneridir’’ .Hangi din o ne kuralları var neyi günah neyi sevap saymış ? sevdada günah yada sevap olamalı mı ki . ( Bu soruların cevabı var işte var var varr )

Bütün yoldan çıkanlar diye tabir ettiklerinin içindeyim.Kimler neden onlara öyle demiş çok düşünmeden attım kendimi aralarına.Nasıl bir yer ki ortalık et kokuyor et duyuluyor söylenen dokunulan akıldan geçen her düşüncede etten başka bir şey yok . Kusuyorum gözlerim kıpkırmızı .

Aşağıda kına gecesi var şişman kadınlar oynamaktan terleyip zayıflasın diye sürekli oynak şarkılar çalıyor bu büyük bir dert . Küfür etmekten boğazım kurudu bir yudum daha ılık bira .

Aslında bende onlardan biriyim ama hep inkar ettim kendimi şimdi günah çıkarmanın zamanı
Bunu alkol alarak yapıyorum ve aklımdan kadınların en güzelini geçiriyorum .
Gece ;
Yine baştan çıkardı insanları,hayvanları,hayvan insanları .
Bir kadın ille de ağlayacaksa gece ağlasın…


Aklımda yer alan herşeyi sen doldurasın diye boşaltıyorum. Tüm bildiklerimi , hatıralarımı aklından akılla ilgili ne geçiyorsa işte hepsini atıyorum siliyorum tereddütsüz bu gece .
Daha çok yazmak istiyorum ama korkuyorum inan korkuyorum.Bir o kadarda dünyaya küfrediyorum başlamayan aşklar için.

Geliyorum sevgili…

2 Ağustos 2013 Cuma

Gündüz Sarhoşluğu

Zannetmeki şimdi alkollüyüm ama sarhoşum bu doğru.Sanmaki sadece sarhoş oldığumda aklımdasın
Çıkmıyorsun ki kırmıyorsun ki uzaktasın galaksiler kadar hemde.
_ sen kimseyi sevmedin mi ?
+sevdim ama senin kadar değil

Diyolog eksik kalır ....
Barış Mançonun ruhu odada burda biliyorum ben

Eksik kalan soru
+seni hiç sevmediler mi ?

26 Temmuz 2013 Cuma

KOKU

07:15 

Telefonun alarmı ısrarla çalıyordu.
Beyin bulanıklığı yavaş yavaş geçerken aklına geldi yine.Heyecandan kalp atışları böbreklerine doğru basınç yapmaya başlarken duvardaki saate bakıp gülümsedi.Üzülme dedi.
Doğruldu tekrar uzandı . Çekyatın ortadan ikiye ayrılmaya başlamış  ve kullanmadığı sol tarafı yüksekte kaldığı için belini de ağrıtmıştı. Sol tarafın ağırlığı gittiğinden beri sadece belirli yerleri değil  istisnasız vücudunun her yanı ağrıyor geceleride yer yer kanıyordu.
Yattığı yerden ne yapacağını düşündü gözünün biri açık diğeri hafif kapalı .Farkına vardı ki düşüncelerinin hepsi yaptıklarının hepsi bir kümenin alt kümesiydi.Gündelikçi kadınlardan bile daha rutindi hayatı ; anladı ama anlamlandırmadı . 
Güne başlıyordu.
Gömlek ütüsü traş duş aynanın karşısında kendinin olmayan diş fırçasını eline aldı rengine baktı oda yeşildi gülümsedi bırakıp elindeki fırçayı parmağına sıktığı diş macunuyla dişlerini fırçalamaya  çalıştı. Habire gülüyordu dylan.

Giyindi en son giydiği ayakkabıları idi üstten şöyle bir boyalarına baktı işyerinde boyarım dedi.
'Cennetin kapısını' içeriden açtı  sağ adımı atıp besmele çekti bir kez daha kendine dengesiz diyip güldü. Asansöre doğru yürürken umarım bizim kattadır dedi baktı kendi katında idi asansör. Akabinde neden başka  birşey dilemedin diye kendine küfretti bir daha yeşil yeşil güldü.7 katı asansörle inerken cennetinde cehenneminde 7 katlı olduğu aklına geldi ve onların hangisinin kaçıncı katında olacağını düşündü bir telaş kapladı içini ama ürpermedi nasılsa gidecekleri yer orasıydı tesadüfleri çıkarırsa orda buluşacaklarını biliyordu en azından.Asansörün kapısında 0 belirdiğinde gülmeye devam ediyordu.

Arabanın kontağını çevirdiğinde radyoda beraber dinledikleri şarkı bitmek üzereyken 7 /24  çıkmıyorken aklından evrenin ona ileti göndermesi gereksiz dedi ve yine yine bir daha gülümsedi.

08:13 İşyeri:
+Günaydın
-Günaydın
+Günaydıııın
*Günaydın

Merdivenlerin basamakları taş çatlasa 22 adetken yaklaşık bir aydan beri o 22 basamağı çıkmakta zorlandığını farkettiğinde ağzından sadece kendinin duyabileceği şekilde üzülme oğlum üzülme çıktı hafif gülümseyerek.

08: 15 Ofis :
+Günaydın
*/^' Günaydın

Elinde simit olan küçük poşeti fütursuzca masasının üstüne salladığında içinde nimet olduğu aklına geldi Allah korkusunu hatırladı inancını yenileyip kelime-i şehadet getirdi  rahatladı.

Simidini yerken yine aklına denize giderken hangi kitabı alalım diye konuştukları gün geldi hiç gidememişlerdi durdu ağzındaki simidi mide kıvamına getirmeden zorlada olsa yuttu  ve geri kalanını poşetin içine koyup bilgisayar kasasının üstüne koydu. Kasanın üstünde dört tane daha yarım yenilmiş kimisinden bir kere ısırılıp bırakılmış diğer unlu mamülleri gördü ve aklına onlar gibi attığı nice poşetler aklına geldi.Yemiyordu doğru düzgün ama gülüyordu mutlu bir deli kıvamında.

10:30
Dahilisi çaldı .
Arayan ceonun sekreteri idi dylanla konuşmak istiyordu
hiç keyfim yok aklım başka yerde attığım rapordan eminim ama anlatacak kadar gücüm yok demek istedi ama diyemedi.Sekreter telefonu bağladı.

M.Oğlum günaydın

+Günaydın M. Bey

M.Nasılsın

+Teşekkür ederim siz

M. Bende iyiyim sağol .Şimdi benim bir kaç sorum var

+( Sen sor ben sana cevaplarını veririm elbette ama ya benim sorduğum sorulara alamadığım cevaplar onlar ne olacak )
M.Bu financial difference daki değerleri nerden yazdın .( Gönüllü yazdıldım ben sana ve aşkına )

+Altı aylık gerçekleşen kredi leasing  ve faiz ödemelerinin netleştirdim M. Bey

M. Tamam birde şu metricslerle ilgili bir sorum var

+Buyrun ( Buyur gel istediğin zaman gel yeşil haber vermeden gel yeşil  aramadan gel buyur gel) Onlarıda rapordaki data sayfasından yazdım.

M.Tamam evladım anladım teşekkür ederim.( Evlat sahibi olmak gördüğüm rüya ; dizimde oturan oğlan çocuğu ile çekilmiş fotoğrafım sen mi çektin onu ha söyle sen miydin o ? )

+Rica ederim saygılar.

Görüşmenin ardından bir kaç tweet attı dylan bir tane de retweet yaptı.

13:15
Yenilen öğle yemeğinin ardından gelen kahve ne güzel kokuyordu sağol Soner abi eline sağlık.
(Kimlerle gidiyorsun ki sen yemeğe ? İsim mi istiyorsun ? Evet  ???????? )

Günlerden cuma oluşu içindeki gitme isteğini gitgide arttıryordu.Oturduğu yerden sıkıldı canı sigara içmek istedi ama T.T ' ne söz vermişti .İçmedi.

14:22
E. Müsaitsen bakar mısın

+ Tabi E. Bey geliyorum

Masasıyla  E.Beyin ofisi arası 14 adımdı ilk defa bugün saymıştı bir türlü 11 e 3 e 2013 e ulaşamıyordu.14 adımda 2013 ü düşündü .

E. M. beyle görüştün mü bugün

+Evet görüştüm bende sizin gelmenizi bekliyordum anlatmak için.

E. Peki ne oldu

+( Dünya 7 günde kuruldu ve en uzun gece 21 hazirandı 11 mart ta devrim oldu 31 mayısta gezi olayları başladı ve ben daha çok sevdim )  Şey E. Bey Financial difference ile kpi ları konuştuk
E.Ha tamam o zaman problem yok değil mi ?

+ ( Problem kafamın içinde kalbimde beynimde  anlatayım mı duymak ister misin ?  ) Yok E. bey

E. Peki teşekkür ederim.

+Rica ederim 

16:47
Geçmiyor mına kodumunn saati geçmiyor

17:26
Tik tak tik tak Siyah beyaz iki kutu

 Giderayak bir playlist hazırladı cumaydı nihayetinde hareketli bir kaç şarkı çaldı .

17:55
Çıkcacam lan çıkacam yeter

Çıkış:

Arabaya bindiğinde yanında  çok sevdiği bir abisi otururken ona söylemek istediklerini aklından geçirdi ama söylemedi. Yirmi dakikalık yolculuğunda susarak yaşille konuştu.

İzmiiiiiiiiiiir diye bağırdı arabanın içinde

18:26
Eve geldi üstünü değiştirdi.
Bira açtı soğuk değildi ama sıcakta değildi.
Yazmaya başladı
yazdı yazdı yazdı mevsimlerden de yazdı ve hiç denize gidememişlerdi yeşilin omuzundaki sırtındakileri düşündü geçmiştir inşallah dedi birayı kökledi .Yaklaşık yarım şişe birayı bir nefeste tüketti.Kusacak gibi oldu .Erken daha lan dedi.

Derken üst kümeyi gördü .Bu sefer ürperdi titredi hatta korktuda hiç de güzel değildi  ;kırmızıydı.Yeşili aradı ama gördüğü kırmızıdan başka birşey değildi .
Sabahtan beri yaşadıkları dün yaşadıkları ondan önceki gün yaşadıkları haftalardır yaşadıkları kırmızıymış onu farketti iyice korktu. Sağdan soldan alttan üstten facia gibi ölüm geliyordu. Evde bağırmaya başladı aralıksız çığlıklar atıyordu hayııııır hayııııır hayır mına koyayım hayır  olmaz olamaz .Bağırmaktan ses telleri incindi ama onun da farkında değildi.Üst küme kanatarak acıtarak işkence ederek beynini zehirlerken bir koku duymaya başladı.Kalp atışları yavaşladı vücudunun titremesi azaldı ne kadar flu olsada nesneleri seçebiliyordu .Bu koku dedi bu kokuyu biliyorum .
Çiçek bu evet çiçek
Ya  Ya Yas Yase
...









22 Temmuz 2013 Pazartesi

MERHABA BÜLENT ABİ HOŞGELDİN...



Hoş geldin abi nasılsın ?

Çözdüm, her şey çok basit denize doğru
Ben de çözdüm Bülent abi haketten bende basit  doğru .Ama abi işte benim çözmem yetmiyor biliyorsun az biraz konuşalım beraber gideriz denize doğru olur değil mi ?

Üç beş dakika yeter derdimi anlatmaya
Yok abi bana üç beş dakika yetmez bende ki dert değil çünkü.Sevda bu abi sen bilmiyorsun tabi ; anlatayım onun kestane ormanı gibi saçları var abi düşünsene abi koca orman ne güzel değil mi abi şükür Allahıma ki aşkımı derde dönüştürmeyecek  kadar yaşanmışlığım var ama neden olsa ara ara sıkılıyorum göğsüm kabarıyor Bülent abi tutamıyorum kendimi.

Zaten çoğu şey değmez çok konuşmaya
Güzel olanıda o aslında bakıyorsun gözlerine anlıyor mu anlıyorsa tamam değil mi abi .Sanki diyorsun abi evet ama dert değil ki bende ki sende biliyorsun

Denize doğru, denize doğru
Yön belli abide işte ha diyince gidilmiyor , yollar bir açılır gibi oluyor bir yok oluyor bazen karşımda beliriyor , ona doğru koşuyorum yetişeyim ,yoluna gireyim nasıl istek var içimde bir bilsen ama yok Bülent abi bir bakıyorum tekrar kayboluyor . Abi ne güzel içiyosun maşallah dokunmaz değil mi öyleyse bir kadeh daha alır mısın abi ?

Düşlerimde bile kaçtım denize doğru
Abi deniz güzel değil mi koca su , derya diyorlar ya hani gerçekten doğru .İçinde ki yaşamdan başlarsak eğer oof o kadar çok  ki binbir renkli balıklarımı saysam ki o kocaaaaman suyun içinde kocaaaman balıklarda var boyu metreleri bulan yada rengarenk mercan resiflerinden mi başlasam abi.Dur abi dur bak aklıma ne geldi deniz kimine hüzün kimine neşe kimine aşk kimine özlem kimine kavuşmayı ve şuan aklıma gelmeyen bir sürü güzelliği de veriyor . Güneşle bulutla yağmurla kumla bir arada düşünecek olursak eğer binbir hikaye çıkar değil mi abi ? Bunu biliyorum .Aaaabi neyi unuttuk kuşları unuttuk martıları unuttuk albatrosları mesela kanatlarını açtıklarında nasıl heybetli dururlar değil mi. Bide abi mesela kutuplarda da deniz var ya oda güzel ama değil mi . Buzullar yüzer üstünde denizin üstündeki bir buz parçasında dinlenir fok balığı yada orkadan kaçar o buz denizin üstünde olduğu için yaşar minik fok balığı. Ya Bülent abi çok şey var aslında denizle ilgili değil mi .Hayat değil mi deniz ?  İşte oda deniz gibi hayat gibi abi .


Aslında kaçmak değil, sevgiye koşmak
Ya abi sen bilirsin insan sevgiden kaçar mı kaçmaz değil mi ? bak sen ne güzel dedin yukarıda kaçmak değil sevgiye  koşmak . Ama insan yalnız koşar değil mi abi sevgiye . Bende hep öyle oldu hep ben koştum bu  kulvarda tek başıma .Uzaktan birilerini gördüm hep önceleri . Yanlızdım ya hep ondan oluyor zannediyorlar ama değil . Yakınlaştıkça aramızda çizgi olduğunu gördüm hep kulvarı değiştiren ben oldum abi biliyor musun J .İsteyerek korkmadan . Yok abi olur mu her uzaktan gördüğüme yakınlaştığımda kulvarı değiştirmedim tabiki  bu ikinci değişiklik.Koştum  evet koştum abi hala koşuyorum bazen böyle bir ayak sesi duyar gibi oluyorum hemen yanı arkamda , bazende bir nefes ; diyorum ki geliyor geliyor diyorum sesi duyduğumda nefesi hissetiğimde içim nasıl oluyor abi biliyor musun bebek oluyorum birden koşmayı bırakıp emeklemeye tay tay derler ya abi  işte öyle yürüyorum mutluluktan . Ama  ne zaman kafamı çevirsem yok o değil bir başkası hep başkası Başkaları beni emzirsin istemiyorum abi aç kalırım ama yok başkaları doyurmasın beni.Başkaları doyurmasın içimdeki sevdayı abi olmaz yapmam ben .

Sessizdiler ama çoktular, biraz deli biraz çocuktular
Geldim abi balıklara baktım pişmiş diye .
Çokluk ne ki abi ? Hani çok denilen kalabalıkların içinde yalnız olmak varya  merak etme onu demeyeceğim abi sana . Çokluk  abi anlamıyorum ben  iki bile çok geliyor bazen hani iki olmak bir ses daha bazen rahatsızlık veriyor vermiyor değil . birde bunun üç dört beş onaltı kırkyedi yüzonsekiz binoniki onbirbinyediyüzseksenaltı kişi olduğunu düşünürsek ve bunların çoğunu sevmediğimizi düşünürsek .Hayatımda en kalabalık çok kişi tam tamına yirmiüçbinyediyüzonaltı kişi idi .Çok güzeldi 4-2 yenmiştik .Bilseydim duyguyu o zamanlar emin ol Bülent abi ve gelseydi eğer o yirmiüçbinyediyüzonaltı kişiden daha fazla sesim çıkardı emin ol . Ha şimdi gelsin otuzbeşbin değil ellibeşbin değil ya dünya gelse ondan daha fazla bağırırım emin ol abi. Abartma mı ya abi sende bunu diyosan ben ne diyeyim sana.

Delilik güzel , hiçbirşeyi umursamadan takılmak .Aklın ermemesi değil ama Allah korusun düşmanım başına vermesin abi öyle deliliği . Aklıma ara ara geliyor ama yapamıyorum ee tutma kendini bende biliyorum abi tutma kendini ama işte .Küçükparkta bazen mutlu deli oluyorum içime bağıran ağlayan ama baksalar üstümde siyah takım elbise saç ve sakal traşım ile gayet efendi, duruyorum bilmiyorlarki dokunsalar ağlayacağım bağıracağım güleceğim.Yoldan geçenleri çevirip ona nasıl aşık olduğumu anlatmak istiyorum.Köşedeki dönerciye gidip birader o döner öyle kesilmez böyle kesilir bak aşkla yapacaksın demek istiyorum bak aşkla nasıl olur demek istiyorum .Birde tobacco shop var dönerciinin yanında  ona da gidip lan oğlum lan bak para üstü böyle verilir aşkla öğren demek istiyorum. Taksicilere gidip taksimetre aşkla nasıl açılır göstermek istiyorum . Ben onu herkese anlatmak istiyorum ama işte olmuyor Bülent abi.Lan diyiiiiiiiim gitsin ama ya duyarsa başkasından onu sevdiğimi ya duyarsa. O zaman evin değerli eşyası olan vazoyu kıran çocuk olurum. Hımmm kızmaz o zaman belki konuşur benimle abi ha ? çok çocuk olmak yerinde iyi ama yapmacık değil .

Denize doğru, denize doğru
Gidecez değil mi abi ?

Kolunu kaptıranlara  çare bulunmaz
E şimdi ben sana bir sürü şey anlattım az evvel abi senin dediğin de laf mı şimdi. Kolumu kaptırdım ne yapayım abi gitti kol gidesi varmış gitti .Eeee ama abi bitane  daha var deme Ney onu da başkası için mi kaptırırsın sonra diyorsun ? abi dur hızlı gidiyorsun iyi içiyorsun dedim ama dur biraz sakin bi çay demleyeyim sana .
Bülent abi haketten çare bulunmaz mı ? doğru söyle bak hiç mi çaresi yok bu işin . Unut mu alıştır mı kendini  dedin . Valla abi ne yapayım zorla değil olmuyor tabi bu işler ama gel gelelim o dediğinin şarkılarını sen yıllar evvelinden yazmış bestelemişsin.Abi Fikret abinin gönül şarkısı varya geçen onu dinledim . Diyorya bunca yıl herkesten kaçtın en sonunda buldum sandım hah hah işte o abi çalsana onu.
---------------------------------------
Yok be abi en sonunda buldum sandım şarkıda geçen ben öyle değilim ki .Ben sandım demiyorum ki buldum diyorum . Evet buldum …
Çare bulunmaz mı abi gerçekten ?

Yaşam bizden hızlı, beklesen olmaz
Dediğin doğru o benim yaşamım ama belki erken yatmıştır  uyumuştur  Sende mi merak ettin o zaman kısaca anlatayım abi .İlk İlk böyle onun farkında olmadığı ama benim dünyayı farkettiğim emin olduğum o gecede bir rüya gördüm abi. Yine bir yaz günü idi saçlarım hafif uzamış kucağımda bir erkek çocuğu fotoğraf çektirmişiz abi. Çocuk bana benziyor kaşı gözü benmiş babam öyle demişti.Almışım kucağıma oğlumu nasılda gururlanıyorum abi bir bilsen nasılda mutluyuz üçümüzde bir bilsen, nasıl huzur var bir görsen abi , fotoğrafa bakıp olmayan güllerin kokusunu alırsın .O fotoğrafa bakıp yaşamı anlarsın . Oğlum benim aslan oğlum kucağımda otururken bezini dizimde hissetiğim babasının aslan paşası oğlum . Aaaah Bülent abi rüya işte . O sabah öyle gururla uyandım ki , öyle mutlu uyandım ki dedim yarabbim sağol  şükür şükran .O gece onunla ilk kez yalnız kalmıştık kalbim fena çarpmıştı , bir ara elim ayağım boşalır gibi oldu abi ama tez toparladım kendimi . On  on beş dakikaya yakın yol gittik   ama bende gittim abi o hiçbirşeyden habersiz evine girerken ben o otopark fişini sakladım yüreğimde . Beklemek tabi ki olmazdı zaten bende çok bekleyemedim gittim yazdıklarımı gönderdim sonra dedim bu bu bu bu buuuuu . Rüya çok güzeldi abi valla billa bak çok güzeldi. Telaşım ondan dı abi o fotoğrafı yaşamak .Bildin mi Bülent abi ?

Kararımı çoktan verdim
Dur abi balıkları getireyim ben . Abiiiiii ben mutfaktayken sensiz olmazı çalar mısın ? az bağır ama  merak etme  komşulardan şikayet gelmez  çok bağırdım ben bu evde.Ya aga bende karar verdim meraklanma.

Denize doğru,
Gideceğiz abi değil mi ? gittiğimizde yelken açalım .


Heyyy yah, heyyy yah
Abi bu güzel iyi oluyoruz değil mi ? heyy yaa heyy yaaa . Abi içim öyle bağırmıyo benim ama ne yapayım . Bağırıyorum hep içime hep içime .Şeytan diyor ki .yok  yok abi yapmam merak etme .

Gülmez, çünkü hiç bilmez, dertleri ağır
Abi o güldümü bak sana ne diyiim bende gülüyorum.Bazen onunla hiç alakamız yokken güldüğünü hissediyorum bende gülüyor mutlu diye gülüyorum.Geçen noldu abi biliyor musun işyerinde toplantıda ben güldüm şef var benim alttan dürtüyor beni ben farkında değilim.Bu bir vurdu benim dizime döndüm abi noldu dedim .Olm sus dedi gülüyorsun dedi .
Gülüyorum dedim bende .Ortamın ağzına sıçtım abi .
Bu dediğin gibi değil gülmez değil.Gülüyor abi hele çok güldüğü eski anılarını anlatırken başını hafifçe öne eğip öyle gülüyor ki  o anlarda ona sarılıveresim geliyor. Hey allahım ya aklıma geldikçe bende gülüyorum  ve yaşadığım her dakikada aklım şuurum yerinde oldukça ve onun o halini hatırladıkça  yine güleceğim .Nerde ne yapıyor olursam  olayım hiçbir güç bunu benden alamaz abi J. Gülüyor dedim abi ama var onun anlatmadıkları ama ne diyim anlat mı diyiim çokta üstüne düşmek istemiyorum anlatırsa kendisi anlatsın istiyorum . Bildiğini biliyorum ki anlatsa onun yanında olacağımı ama işte abi bilmiyorum abi be .Balık güzel olmuş değil mi abi .Ama çook güzel gülüyor abi bak sana yemin ederim çok güzel gülüyor. Zannedersin ki abi nasıl anlatayım sana böyle yakamoz gibi sıcak yaz geceleri gibi .Öyle içten samimi öyle beyaz öyle saf ki kıyamıyorum ona bakmaya güldüğünde .Sadece güldüğünü anı gözümün önüne getirip mutlu olmuya çalışıyorum.
( Şarkının tam bu sözüyle kemanlar başlıyor ya o orman saçlarını düşünüyorum rüzgarla dağılan yüzünün gözünü önüne düşen saçlarını .İçim ürperiyor üşür gibi oluyorum.Sonra tutuyorum onları tel tel sevgili; teker teker okşuyorum ki bunlar içimden gelen yanlış olamayan gerçek olan saf olan devam eden edecek olan .Nasıl güzeller bir bilsen hadi git aynaya bak bir kere daha . Göreceksin bak farklı olduklarını )

 Bütün kapılar çalınır, ama bilgeler sağır
Sana yemin ediyorum abi ne kadar kapı varsa çalarım , yıkarım , kırarım .Ben bilgelerden bile bilgiliyim biliyor musun hangisi yanıyor böyle Mevlana mı yoksa Köroğlumu yada Kaygusuz Abdal mı veya  aaa abi bak yer altı edebiyatını sever Chuck Palahniuk mi birde mesela Jean Genet mi  bilemedin en bilineni diyeyim üstat sana Bukowski mi yerli Hakan Günday yada Küçük İskender mi .Sen zannediyor musun ki abi Leonerd Cohen benden daha iyi söz yazıyor şarkı söylüyor. İşte bilgeler haketten sağır bilmezler işim olmaz onların bilmeleriylede zaten .Bir o bilsin yeter diyorum abi içim yanıyor abiiiii . Tamam tamam sakinim abi.

Mışlar, mişler, ne demişler? Burada bulamamışlar
E üstat iyi diyorsunda eline açık adresi verdim ben daha ne diyeyim .

Denize doğru, denize doğru
Gideceğiz değil mi abi ? Yelkenler hazır rüzgarı bekliyoruz.

Gittim, çünkü eskittim kentin sokaklarını

Bu şehri her gün süslüyorum ben .Rahmetli Orhan Velinin yazdığı gibi
İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.
A abi onun ölüm yıldönümü bugün hadi bu şiirini beraber okuyalım yada ben okuyayım sen gitarınla fon yap güzel olur değil mi ?
Ne diyordum ; ben bu şehrin sokaklarını her gün temizliyorum , eski binaları boyuyorum , mağazaların vitrinlerini rengarenk yapıyorum , kaldırımtaşlarını o topuklu ayakkabıları ile rahat yürüsün diye söküp yerine yenilerini  yerleştiriyorum . Belki o sokaktan da geçer diye yere düşen yaprakları topluyorum. Rüzgara diyorum ki çok esme bu şehirde üşür diyorum çok esme denizi kudurtma Alsancakta gittiğinde belki deniz kıyısına iner ıslanır hasta olur diyorum . Her gece bu şehri onun için süslüyorum abi .Sen gittin eskittin sokakları ama ben bu şehirden gidemem abi .Ben bu şehiri onun için güzelleştiriyorum gidemem abi .Kimse bana git demesin.

Kimsenin umurunda değil, suratlar soğuk
Abi benim umrunda anlıyor musun benim umrumda. Bu şehir soluduğu hava yürüdüğü sokak içtiği bardak yemek yediği çatal…
E ne yapayım abi kimsenin memnun olması önemli değil ki benim için .Ne yapayım arnavut kaldırımlı taşlar kalktıysa o istiyor diye yaptım diyorum rahat etsin diye bunu nesi fena .Zaten anlayanlar bir şey diyemiyorlar .Kıskançlıklarından suratlarını asılyorlar suratların soğuk olmasının nedeni o . Sen onlara bakma ben bu şehri her gece süsülüyorum abi o gülsün geriye kalan milyon soğuk olsun .

Ardımda çok şey bırakmadım, kalanları da almadım
Bak evet abi işte bu çok doğru bende ardımda çok şey bırakmadım kalan da çok değerleri olmadığı için bende almadım .Gereksiz bildin değil mi.O şarkında dediğin mutlak güven duygusuyla falan varya abi onuda yaşadım . Evet oda yaşamış ama nasıl bilmiyorum sormadım oda anlatmadı . E abi neden soruyorsun ki  bunun cevabı belli klasik geçmişi ilgilendirmiyor ki beni . Ama işte korkularım var dedi birkaç defa istedim anlatsın ama yok o korkularını yaşayarak halledecek biliyorum . Kimsenin anlattıkları onun için şu an önemli değil o yaşamalı görmeli sezmeli ve karar vermeli başka türlüsü olmuyor abi onada ben nou anladım .Umudum onunda o anlamdaki kalanları almaması .Her ne kadar almadığına inansamda var abi işte bişeyleri geçmişten gözlerinden belli oluyor değişik bakıyor o zamanlar hissediyorum ben onu.
 
Denize doğru,  denize doğru
Gideceğiz değil mi abi ? İsterim o da gelsin ama …

Adını düşürenlere  üzülsen değmez

Yok abi yok bende o olmaz bak iyi kötü tanırsın beni öyle çiğ muhabbete gelemem bilirsin.Şimdi sevgili geldiğinde anlattım ya herkes ileri geri konuşuyor işte ordan kıssadan hisse . Beş para etmezler be abi . Buz mu getireyim abi dolaptan .

Sesini kaybedenlerin bir şarkısı olmaz

İddalı olmadı mı abi şimdi bu dediğin.Ne alakası var abi dedin ki yok be Ahmet bırak bu sevdayı aşkı zorlama olmaz . Velev ki olmadı diyelim deki gitti sesim şarkım olmayacak mı abi sesim yok diye içimden mırıldanmayacak mıyım Bülent abi sen söyle.
O gelmiyor diye nasıl şarkı söylemekten vazgeçerim ben . İçimi sağır edercesine bağırırım ben ama kimse bilmeeeeeeeez Bülent abi kimse duymaaaaaaaaaaz ben duyarım oda bana yeter .Sevgili gelmedi diye sesim gitti diye şarkımdamı olmayacak Bülent abi .Bak ağlıyorum görüyor musun abi senin yüzünden laf mı şimdi senin dediğin .Ne demek sesini kaybedenlerin şarkısı olmaz . Elimi kolumu kessinler gözümü dağlasınlar dilimi koparsınlar olur mu zannediyorsun ? Kolay mı abi o kadar o .Sen arabeskleşme de istediğin kadar bak o bilgeleri hatırlatırım sana.Yapma abi güzel abim yapma.Ağlatma beni bu yanlızlıkta bak ne güzel konuşuyoruz seninle sende gideceksin az sonra yapma abim.

Kararımı çoktan verdim, denize doğru, denize doğru, denize doğru.
Dur abi bekle az daha bekle…

21 Temmuz 2013 Pazar

YEŞİLYURT

Bir keresinde Vefa sadece bir semt adı değil demişlerdi.
Hikayesi başka bende değil başkasında ve o  başkasının hikayesini burda yazmak doğru olmaz.

Ben nasıl farkedemedim ki Yeşilyurt ta aynı anlamı ifade ediyormuş benim için.
YEŞİL ; YURT muş bana .
Kimliğiminde yazan T.C. nin ona bağlı kimlik nosunun vergi numarasının aile sıra no cilt no sunun bir bok anlam ifade etmediğini ben nasıl farkedememişim ki. 
Rahmetli Kemal Sunal nasıl herşeye Gülo dediyse filminde bende susarak Yeşil diyorum.
ama vatanım yok artık ...

Şimdi sen Dylan persona non grata oldun .
vede haymatlos

Ceketim nerde benim
ceketim ner de
ce ke tiiiiiiiim nerde
Alıp o ceketi gidesim var sana
Gidemem ki
hatırladım o da sende.

Şimdi sen Dylan persona non grata oldun .
vede haymatlos.

Dünya senin artık Yeşilde Yurtta
Üzülme...




20 Temmuz 2013 Cumartesi

İZMİR

Bu sabah yine her sabahki gibi sıkıldım İstanbuldan (lan ben İstanbulda olmadık ki hiç )
Moralim bozuk

yok yok yooooooook
öyle değil

Bu sabah yine her sabahki gibi İZMİR'i  seviyorum diyerek uyandım...

en sevindiğim en sevdiğim
en güldüğüm en kızdığım  gittiğim terkedildiğim terkettiğim sallamadığım sallanmadığım
rakısını içtiğim tipini sevdiğim
kustuğum
serseri mayın gibi dolaştığım
sebep olanlar sebep olduklarım
denizi boku kokusu balığı suyu klorağı arseniği
hastalığı tedirginiliği
güven verdiğim güvensiz hissettiğim
küfrettiğim
küfür yediğim
seviştiğim
dumanı dumaaaaaaaaaan ah duman yok mu o duman
sapıklığımı mı bırakmadı pezevenkliğimide
olsun


Bu sabah yine her sabahki gibi İZMİR'i  seviyorum diyerek uyandım...
ne yaparsanız yapın hayat bana güzel İZMİR var 

19 Temmuz 2013 Cuma

dumanlı dumanlı oy bizim eller...

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir kasabada peri kızı yaşarmış.
Yanakları al al, altın kalpli bir kızmış.
Hiç bir kimseye bir kötülüğü dokunmazmış.
Sarı saçlarıyla mavi gözleriyle herkesi büyülermiş.
Kasabada yaşlılarla tek tek ilgilenirmiş.
Onların ne ihtiyacı varsa hepsini yaparmış.
Çevredeki tüm çocukları etrafına toplayıp masal okurmuş.
Anlayacağınız çok iyi bir kızmış.Günlerden bir gün kasabaya bir aile taşınmış.
Bir tane küçük ama şirin bir kızları varmış.Kucuk kiz dışarı çıktığında etrafına bir sürü
çocuk toplanmış. Hepsi teker teker <<Hoşgeldin<< demişler küçük kıza.
Peri kızı bu kalabalığı görünce yanlarına gitmiş.”Niçin hepiniz buraya toplandınız ? ” diye sormuş.
Çocuklar kızı işaret etmişler.Peri kızı’ ‘Haydi bakalım masal zamanı” deyince herkes peri kızınin yamacına toplanmış.Peri kızı yine ”İşte bu ağacın gölgesinde demiş.”Herkes ağacın gölgesine gitmiş. Ama sadece yeni gelen kız kalmış.Peri kızı da oraya doğru giderken kız ”Peri kıziiı!”diye bağarmış.Peri kız ”Efendim küçük kız” demiş.Kız peri kıza doğru yaklaşmış.”Peri kız peri kız neden bize masal okuyorsun?” diye sormuş.
Peri kız da ”Size masal okumak içimden geliyor” demiş.
Kız hemen ağacın gölgesine gitmiş.
Çocuklara masal okurken bir nine yanlarına gelmiş.
”Kaç gündür susuzum bir damla su ile biraz ekmek verir misiniz?” diye sormuş.
Kız hemen bir koşuda herşeyi hazır etmiş,nineye vermiş.Nine ”Teşekkür ederim kızım” demiş, yola koyulmuş.Meğer nine bir delikanlı imiş.
Neyse günlerden bir gün kasabaya bir genç delikanlı gelmiş.O da bütün kasabalılar gibi kızin büyusune kapilmis.Kız da delikanlıya gülümsüyormuş.Delikanlı ile kız bu arada tanışmışlar.Peri kızın yardım ettiği nine işte bu delikanlıymış.Peri kizi ile bu delikanli evlenmisler, 40 gün 40 gece dugun yapmislar.

Siktir lan...
Böyle masal mı olur
aha geldi yine tipini sevdiğim
Hoşgeldin ....

18 Temmuz 2013 Perşembe

90+3


senden önce en çok sevindiğim geceydi o gece
sonra sen geldin
baktın
güldün
konuştun
sinirlendin
gittin
önce ben vardım
anlattım
zamanı yeri değil dedim ama söyledim
istedim isteyerek söyledim
baktım
güldüm
konuştum
sinirlendim
gittim

skeyim bu gitmeleri ...



17 Temmuz 2013 Çarşamba

1

kim lan bu bir :)

SARHOŞ VARIETY




Bak bak başlığa bak bu böyleydi hep ; ne Türkçeyle doğru düzgün yazabildim nede İngilizce dilini doğru düzgün konuşabildim.Biraz ondan biraz ondan ama bu öyle olmayacak söz.

Sarhoş değilim ( rakım 35 )
Sigaraya başladım, önce bunu bil.
Artık aklıma gelenleri bir yerlere not almıyorum sonrada yazarım diye.Geliyor unutuyorum Çokda önemli mi dersen ; senin haberin olmadığı için önemli değil ; o kadar düşündüm seni. En sonunda artık yetti geldim dedim burdayım ama sadece sen bil istiyorum. ( rakım 26 )

Hep biri beni terk ettiğinde yazı yazdım .Sinir olduğumda içim acıdığında falan.Hiç dinlemediğim , sadece o gerzek ruh halinin vermiş olduğu duygulara dayalı arabesk şarkıları böyle kafamda kliplerini çekerek o derece salakça  dinledim. Düşündümde sevmeyimi bilmiyorum diye ( çok kısa ama ) cevap verdim kendime :  hayır biliyorum ; bu iyiydi rahatladım. Küfür etmeyi hala seviyorum gereksiz yere sahte kibarlıklak yapmıyorum.

Böyle karışık aletlerede sinir oluyorum (all in one ) ne gerek var televizyonda radyonun yada cep telefonunda dijital hd görüntü çeken kameranın yada meyve suyu sıkan kıyma makinesinin; hepsini bir araya getirince saçmalıyorlar . Oysa bende ; hem  muhasebeciydim , hem iyi bir dost , hemde  iyi bir şöför vs vs vs  beni ben yapan herşeyi senin için olduğunu anladığımda tek oldum ben.Sadece sana hd bakan bir çift göz,sadece sen duyasın diye istediğim ve konuşurken heyecandan o derece titreşen sayısını bilmediğim  ses telleri , dokunduğunda her an yanmaya hazır dokunmatik bir çift el . Oysa tek olmakta tek başına fayda etmiyormuş ki .Tekin tek olmak ikinci olan çiftlikten geçiyormuş. ( rakım 14 ) Birinci çift ise aman ne yaman ne yaman düşman başına zaten onun adı çift o kadar.

Söz yazmaya merak sardım bu aralar bakkaldan eve giderken her gece rutine binen , aldığım poşetin içinde duran boş bira şişelerinin birbirine vurararak çıkardığı seslere kafiyeli sözler bulmaya çalışıyorum.O kadar çok beste duydum ki  güftelerini okuyunca sinirsiz et gibiyim.    ( oysa öyle değilim) .Yanlız sarhoş olmadın değil mi  ? .Ol işte mis gibi bak bütün kitapların , romanların kahramanları , bütün şarkıların sözlerinde geçen o insanlar hepsi yanında .Buna dair yazılmış bir sürü deneme vardır eminim ama bu yazılan en boktanı biliyorum buna deneme demek bile başlı başına hakaret . Denemeden olmaz deneyelim neyi deneyeceğiz ki Denemek insanın kendisini bilmemesidir . Bunu demek ukalalık mı tabiki hayır değil öyle değil.( 5 kasım yaklaşıyor az kaldı önemli tarih ve herşeyi fütursuzca eleştirip giydiren insanda Hıncal Uluç cehaleti vardır bakma sen onun o kadar meşhur olduğuna halk cahil )


Devletin teröristlerle konuşup pazarlık yaptığı bir dünyada sana seni seviyorum diyememem bana salakça geliyordu taki onların karşılıklı çıkarları için masada oturduklarını anlayana kadar .Ben seninle karşılıklı sevgi mutabakatı için aynı masada değil aynı yatakta olmalıyım.
Çiftlikten tekliğe gidişat böyle olmalı; kızma bana bu bir gerçek herkesin bildiği yaşamayı istediği kiminin becerebildiği kimininse kıyısını bırak galaksiler boyu ötesinden geçtiği göremediği bir gerçek Çok kitap okudum sayılmaz ama okuduklarım bana fayda etsin isterdim , unutuyorum okuduklarımı yaştan olsa gerek .( rakım bitti )
Bir keresinde bir arkadaşım buna benzer bir yazdığımı okumuştu ve eleştirmişti ama kimle jack londonın martin eden kitabı  ile ben kiiiiiiim o kim
Şimdi o mu bilmiyordu ben mi ?

Sadece sana yazmak istediğim hikayeler için dışarı çıktım hangi dert keder neşe zevk  varsa göreyim diye .
Bir yere oturdum 3 bira içtim belki başka hikayeler de  duyarım diye ; esas istediğim senle hikayelerimin olmasıdır , yaşanmışlıkları anlatıp gözlem işte bir nevi kendi meşrebimde .Ne yaptıysam olmadı ne bir silüet ne bir ses nede bir hareket hiçbirini duymadım görmedim.
Garson bile masaya oturduğumda biramı getirdi bitti bir daha getirdi bitti bir daha getirdi bedelini masaya bırakıp çıktım.( hayatta yapılan her boktan şeyin bedelini ödeyip gitmek üç biranın parasını masaya bırakıp gitmek kadar kolay olsaydı keşke six6altı )
Herşey sendin ,sesin ,sensin .

Dedim ki, aklımı çalma çel , inandır beni (ne kadar kafamdan geçen söz varsa bir benzerini yada hemen hemen aynısını buldum okumadığım kitaplarda,yazarın sadakati yazdığına bağlılığı kusmak istiyorum , öğreten biri olsun  isim ver bana )


Bu böyle değirmen gibi kafamda bir şey sen , seni öğütüyor-- mili taşı rüzgarı kokusu sen olmuş kafamın içi -- tekrarlayıp duruyor kendini sürmenaja çok az kaldı biliyorum .Git gide bir sevda mektubuna dönüyor bu yazdıklarım .Yukarıda yazdığım arabeske dönüyor tüm yazılanlar tüm kafam tüm sen ; ama buna izin vermeyeceğim .Süslü ağdalı dille yazmayacağım  kalıpları bir kenara bırakmaya çalışıyorum hececiler , meşaleciler , kanıklar ,andaylar , rifatlar
Ağlıyorum biraz hepsi için.Onların sevdaları rakının soğuk suya hasreti gibiydi.
                                                                                                                       
Bu bir sevda mektubu oldu .

Oku diye

Yours Sincerely …

15 Temmuz 2013 Pazartesi

MAVİSAKAL ''BEN KİMLEYİM''



Benimle beraber vakit geçirdiğin zamanlarda severek dinliyorum dediğin şarkıları düşündüm birer birer ve hepsini tekrar bu gece bir daha dinledim. Seninle beraber  yaşadığımız  o anlar artık yaşattığım anılara döndü.Her akşam eve geldiğimde kah arabada bornovaya dönüyoruz kah yemek yiyoruz yada sen gülüyorsun . Evin her yanı senle dolu oluyor her akşam .Bazen birileri geliyor karşımda oturuyor sen oluyorsun  konuşuyor sen konuşuyorsun  susuyor sen susuyorsun . (Aşkın bu tarifi bilinen daha önce okunmuş olanlardan ; evet  bende biliyorum ama işte oluyor haketten oluyor ) Bu delilik anları günbegün artarken sorgu oodalrında çıkan zafer kazanmış komutan edama ben her gece bir madalya daha takıp afferim bana diyorum . (Benimle yanlızlığımı paylaştığın için çok teşekkür ederim )
İşin anlaşılmaz tarafı senin için hiç olan benim için hayat

Bir bira daha açıyorum bu aşktan sevdadan bahsetmek annemi çok üzüyor biliyorum ama sevgili annemin de bundan haberi yok kimsenin olmadığı gibi onunda haberi yok bütün bu olan bitenden Ama annem biliyor ; her gördüğünde sormuyor ama biliyor gözlerimden . Geçer oğlum buda geçer, geçecek diye bakıyor.
Sıradan olmayacak dedim ama okudukça öyle olmadığını anlamaya başlıyorum buda benim canımı sıkıyor .Hemde çok . İçim öyle kaldı sessiz ses etmiyor bu aralar öyle duruyor . Bunun ardından ne gelecek hiç bilmiyorum sıtkım sıyrılmaya başlıyor bu durumdan .
Öksürdün az evvel uyuyordun ama öksürdün hissettim.
Karnın mı aç diye sordu karşındaki yok dedim dönüp yürümeye devam ettim.Sırtımı sana döndüğümde ağzımdan çıkan ‘’ karnım değil kalbim aç ‘’

12 Temmuz 2013 Cuma

BJK TV

BİLMEDİĞİM BİR SÜRÜ İNSAN SEVDİĞİMDEN KONUŞUYOR AMA BEŞİKTAŞKTAN
ONLAR KONUŞURKEN
EKRANDA İNSAN HEP SENİ Mİ GÖRÜR ?
GÖRÜYOR İŞTE :)

11 Temmuz 2013 Perşembe

IX



                                                                                                              
Nayn
Noyn
Devyat
Şır
Nöf
Növ
Devet
Gu
Kyu kokonotsu
Dokuz
Doğurmak…
 




10 Temmuz 2013 Çarşamba

Pencere

Dedilerki (deliler) pencereyi değiştirmekte fayda var .Bugüne kadar baktığım pencereleri düşündüm.İlk aklıma resmi bayramlarda kortejin geçişini seyretmek için annemin işyerindeki pencereye oturtulduğum ve  sevgili annemin ellerini belime dolayıp bana rap rap sesleri eşiliğinde askerleri gösterdiği o an geldi gözlerimin önüne.Lakin konu olan pencere bu pencere değil.Bu bir meta dokunulan gözlenen taş attığında  evlerin işyerlerinin muaynehanelerin yazıhanelerin kerhanelerin mütememnin cüzü  olan kırılan camı içerisinde barındıran ışıldalık. ( nasıl salladım bir bilsen )

Çok zoruma giden ; sana karşı  bir pencereden bakmak olurdu vede daha boktanı senin beni o pencereden ara arada olsa görebilme ihtimalini bilmem olurdu.Seni karşıdan seyretmek beton bir blok içerisinde gün ışığı gelsin diye camla kaplanmış çevresi süslenmiş bir umuttan bakmak , ışıktan daha yakıcı olurdu emin ol .Güneş ışınları sekiz dakika onsekiz saniyede dünyaya ulaşırken karşı pencereden bana bakan kadına ulaşamamak ; bunu  düşünebiliyormusun sevgili hangimiz daha çok yakıcı oluruz güneş mi ben mi .
 (Bana komşu olma ,bana dost olma ,bana arkadaş olma ,bana kanka olma , bana içki arkadaşı olma , başkalarının güneşi  hiç olma dayanamam ; olursan hepimizi yakarım)
Rapunzel o ki sevgili prensine pencereden saçlarını uzatıp ona  kavuşan masal kahramanı değil mi ? ( kısa saç güzel oluyor daha da kısa saçları seviyorum ) .Rapunzelim ben evet o Rapunzel sana saçlarını uzatan ama lanet olası rüzgarın bir türlü sana ulaşmasına engel olduğu o saçları uzatanım ben. Bana bir ad bulmak gerek …

Pencere ;
Dediler ki (deliler) pencereyi değiştirmekte fayda var.
Dediler ki (deliler) arka bahçemde ağaçlar var .
Bilmezler ki ( deliler) o ağaçları ben büyütttüm emek emek her dalındaki yaprağında bir hikayem var .
Bilmezler ki (deliler) yağmur yağmadı ağaçları doyuran bendim  kan ağladım doydular.
Her tohumdan ağacım olmadı benim ama şimdi içimde bir tohum büyütüyorum bir kadın gibi sevgi ile çocuk gibi umudumu yitirmeden.
(Bahçesinde dalı olmayan gelmiş bahçemde ağaçlık taslıyor Özdemir A. )

Saat onikiyi geçti

Filmin birinde Süleymaniye caminin temizlikçisinin hikayesini anlatmışlardı  .Çocukluğunda Süleymaniye  camiinin fotoğrafını görüp camiye öyle aşık olmuş ki düşlerinde cami gözünde camii yediğinde cami içtiğinde cami .Büyümüş İstanbula gitmiş camiyi bulmuş  şükür namazı kılmış sonra caminin bahçesini temizlemiş  yaprakları çöpleri …

Caminin imamı onu görmüş ve bakıcı olarak işe almış ve sadece ve sadece imamla onun bildiği  gizli bir odayı ona vermiş.O camiinin odası rivayete göre İstanbulu en güzel gören manzaraya gören pencereye sahipmiş .O manzaraya nail olmakta ancak büyük bir tutkuyla mümkünmüş.

Kıssadan hisse

Dediler ki (deliler) pencereyi değiştirmekte fayda var.
Hayır yok
Ordasın görüyorum sahip olduğum tek pencereden seni görüyorum
Değiştir deme bana ….