17 Temmuz 2013 Çarşamba

SARHOŞ VARIETY




Bak bak başlığa bak bu böyleydi hep ; ne Türkçeyle doğru düzgün yazabildim nede İngilizce dilini doğru düzgün konuşabildim.Biraz ondan biraz ondan ama bu öyle olmayacak söz.

Sarhoş değilim ( rakım 35 )
Sigaraya başladım, önce bunu bil.
Artık aklıma gelenleri bir yerlere not almıyorum sonrada yazarım diye.Geliyor unutuyorum Çokda önemli mi dersen ; senin haberin olmadığı için önemli değil ; o kadar düşündüm seni. En sonunda artık yetti geldim dedim burdayım ama sadece sen bil istiyorum. ( rakım 26 )

Hep biri beni terk ettiğinde yazı yazdım .Sinir olduğumda içim acıdığında falan.Hiç dinlemediğim , sadece o gerzek ruh halinin vermiş olduğu duygulara dayalı arabesk şarkıları böyle kafamda kliplerini çekerek o derece salakça  dinledim. Düşündümde sevmeyimi bilmiyorum diye ( çok kısa ama ) cevap verdim kendime :  hayır biliyorum ; bu iyiydi rahatladım. Küfür etmeyi hala seviyorum gereksiz yere sahte kibarlıklak yapmıyorum.

Böyle karışık aletlerede sinir oluyorum (all in one ) ne gerek var televizyonda radyonun yada cep telefonunda dijital hd görüntü çeken kameranın yada meyve suyu sıkan kıyma makinesinin; hepsini bir araya getirince saçmalıyorlar . Oysa bende ; hem  muhasebeciydim , hem iyi bir dost , hemde  iyi bir şöför vs vs vs  beni ben yapan herşeyi senin için olduğunu anladığımda tek oldum ben.Sadece sana hd bakan bir çift göz,sadece sen duyasın diye istediğim ve konuşurken heyecandan o derece titreşen sayısını bilmediğim  ses telleri , dokunduğunda her an yanmaya hazır dokunmatik bir çift el . Oysa tek olmakta tek başına fayda etmiyormuş ki .Tekin tek olmak ikinci olan çiftlikten geçiyormuş. ( rakım 14 ) Birinci çift ise aman ne yaman ne yaman düşman başına zaten onun adı çift o kadar.

Söz yazmaya merak sardım bu aralar bakkaldan eve giderken her gece rutine binen , aldığım poşetin içinde duran boş bira şişelerinin birbirine vurararak çıkardığı seslere kafiyeli sözler bulmaya çalışıyorum.O kadar çok beste duydum ki  güftelerini okuyunca sinirsiz et gibiyim.    ( oysa öyle değilim) .Yanlız sarhoş olmadın değil mi  ? .Ol işte mis gibi bak bütün kitapların , romanların kahramanları , bütün şarkıların sözlerinde geçen o insanlar hepsi yanında .Buna dair yazılmış bir sürü deneme vardır eminim ama bu yazılan en boktanı biliyorum buna deneme demek bile başlı başına hakaret . Denemeden olmaz deneyelim neyi deneyeceğiz ki Denemek insanın kendisini bilmemesidir . Bunu demek ukalalık mı tabiki hayır değil öyle değil.( 5 kasım yaklaşıyor az kaldı önemli tarih ve herşeyi fütursuzca eleştirip giydiren insanda Hıncal Uluç cehaleti vardır bakma sen onun o kadar meşhur olduğuna halk cahil )


Devletin teröristlerle konuşup pazarlık yaptığı bir dünyada sana seni seviyorum diyememem bana salakça geliyordu taki onların karşılıklı çıkarları için masada oturduklarını anlayana kadar .Ben seninle karşılıklı sevgi mutabakatı için aynı masada değil aynı yatakta olmalıyım.
Çiftlikten tekliğe gidişat böyle olmalı; kızma bana bu bir gerçek herkesin bildiği yaşamayı istediği kiminin becerebildiği kimininse kıyısını bırak galaksiler boyu ötesinden geçtiği göremediği bir gerçek Çok kitap okudum sayılmaz ama okuduklarım bana fayda etsin isterdim , unutuyorum okuduklarımı yaştan olsa gerek .( rakım bitti )
Bir keresinde bir arkadaşım buna benzer bir yazdığımı okumuştu ve eleştirmişti ama kimle jack londonın martin eden kitabı  ile ben kiiiiiiim o kim
Şimdi o mu bilmiyordu ben mi ?

Sadece sana yazmak istediğim hikayeler için dışarı çıktım hangi dert keder neşe zevk  varsa göreyim diye .
Bir yere oturdum 3 bira içtim belki başka hikayeler de  duyarım diye ; esas istediğim senle hikayelerimin olmasıdır , yaşanmışlıkları anlatıp gözlem işte bir nevi kendi meşrebimde .Ne yaptıysam olmadı ne bir silüet ne bir ses nede bir hareket hiçbirini duymadım görmedim.
Garson bile masaya oturduğumda biramı getirdi bitti bir daha getirdi bitti bir daha getirdi bedelini masaya bırakıp çıktım.( hayatta yapılan her boktan şeyin bedelini ödeyip gitmek üç biranın parasını masaya bırakıp gitmek kadar kolay olsaydı keşke six6altı )
Herşey sendin ,sesin ,sensin .

Dedim ki, aklımı çalma çel , inandır beni (ne kadar kafamdan geçen söz varsa bir benzerini yada hemen hemen aynısını buldum okumadığım kitaplarda,yazarın sadakati yazdığına bağlılığı kusmak istiyorum , öğreten biri olsun  isim ver bana )


Bu böyle değirmen gibi kafamda bir şey sen , seni öğütüyor-- mili taşı rüzgarı kokusu sen olmuş kafamın içi -- tekrarlayıp duruyor kendini sürmenaja çok az kaldı biliyorum .Git gide bir sevda mektubuna dönüyor bu yazdıklarım .Yukarıda yazdığım arabeske dönüyor tüm yazılanlar tüm kafam tüm sen ; ama buna izin vermeyeceğim .Süslü ağdalı dille yazmayacağım  kalıpları bir kenara bırakmaya çalışıyorum hececiler , meşaleciler , kanıklar ,andaylar , rifatlar
Ağlıyorum biraz hepsi için.Onların sevdaları rakının soğuk suya hasreti gibiydi.
                                                                                                                       
Bu bir sevda mektubu oldu .

Oku diye

Yours Sincerely …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder