Bak bak başlığa bak bu böyleydi hep ; ne Türkçeyle doğru
düzgün yazabildim nede İngilizce dilini doğru düzgün konuşabildim.Biraz ondan
biraz ondan ama bu öyle olmayacak söz.
Sarhoş değilim (
rakım 35 )
Sigaraya başladım, önce bunu bil.
Artık aklıma gelenleri bir yerlere not almıyorum sonrada
yazarım diye.Geliyor unutuyorum Çokda önemli mi dersen ; senin haberin olmadığı
için önemli değil ; o kadar düşündüm seni. En sonunda artık yetti geldim dedim
burdayım ama sadece sen bil istiyorum. (
rakım 26 )
Hep biri beni terk ettiğinde yazı yazdım .Sinir olduğumda
içim acıdığında falan.Hiç dinlemediğim , sadece o gerzek ruh halinin vermiş
olduğu duygulara dayalı arabesk şarkıları böyle kafamda kliplerini çekerek o
derece salakça dinledim. Düşündümde
sevmeyimi bilmiyorum diye ( çok kısa ama ) cevap verdim kendime : hayır biliyorum ; bu iyiydi rahatladım. Küfür
etmeyi hala seviyorum gereksiz yere sahte kibarlıklak yapmıyorum.
Böyle karışık aletlerede sinir oluyorum (all in one ) ne
gerek var televizyonda radyonun yada cep telefonunda dijital hd görüntü çeken
kameranın yada meyve suyu sıkan kıyma makinesinin; hepsini bir araya getirince
saçmalıyorlar . Oysa bende ; hem
muhasebeciydim , hem iyi bir dost , hemde iyi bir şöför vs vs vs beni ben yapan herşeyi senin için olduğunu
anladığımda tek oldum ben.Sadece sana hd bakan bir çift göz,sadece sen duyasın
diye istediğim ve konuşurken heyecandan o derece titreşen sayısını
bilmediğim ses telleri , dokunduğunda
her an yanmaya hazır dokunmatik bir çift el . Oysa tek olmakta tek başına fayda
etmiyormuş ki .Tekin tek olmak ikinci olan çiftlikten geçiyormuş. ( rakım 14 ) Birinci çift ise aman ne
yaman ne yaman düşman başına zaten onun adı çift o kadar.
Söz yazmaya merak sardım bu aralar bakkaldan eve giderken
her gece rutine binen , aldığım poşetin içinde duran boş bira şişelerinin
birbirine vurararak çıkardığı seslere kafiyeli sözler bulmaya çalışıyorum.O
kadar çok beste duydum ki güftelerini
okuyunca sinirsiz et gibiyim. ( oysa
öyle değilim) .Yanlız sarhoş olmadın değil mi ? .Ol işte mis gibi bak bütün kitapların ,
romanların kahramanları , bütün şarkıların sözlerinde
geçen o insanlar hepsi yanında .Buna dair yazılmış bir sürü deneme vardır
eminim ama bu yazılan en boktanı biliyorum buna deneme demek bile başlı başına
hakaret . Denemeden olmaz deneyelim neyi deneyeceğiz ki Denemek insanın
kendisini bilmemesidir . Bunu demek ukalalık mı tabiki hayır değil öyle değil.(
5 kasım yaklaşıyor az kaldı önemli tarih ve herşeyi fütursuzca eleştirip
giydiren insanda Hıncal Uluç cehaleti vardır bakma sen onun o kadar meşhur
olduğuna halk cahil )
Devletin teröristlerle konuşup pazarlık yaptığı bir dünyada
sana seni seviyorum diyememem bana salakça geliyordu taki onların karşılıklı
çıkarları için masada oturduklarını anlayana kadar .Ben seninle karşılıklı
sevgi mutabakatı için aynı masada değil aynı yatakta olmalıyım.
Çiftlikten tekliğe gidişat böyle olmalı; kızma bana bu bir
gerçek herkesin bildiği yaşamayı istediği kiminin becerebildiği kimininse
kıyısını bırak galaksiler boyu ötesinden geçtiği göremediği bir gerçek Çok
kitap okudum sayılmaz ama okuduklarım bana fayda etsin isterdim , unutuyorum
okuduklarımı yaştan olsa gerek .( rakım
bitti )
Bir keresinde bir arkadaşım buna benzer bir yazdığımı
okumuştu ve eleştirmişti ama kimle jack londonın martin eden kitabı ile ben kiiiiiiim o kim
Şimdi o mu bilmiyordu ben mi ?
Sadece sana yazmak istediğim hikayeler için dışarı çıktım
hangi dert keder neşe zevk varsa göreyim
diye .
Bir yere oturdum 3 bira içtim belki başka hikayeler de duyarım diye ; esas istediğim senle
hikayelerimin olmasıdır , yaşanmışlıkları anlatıp gözlem işte bir nevi kendi
meşrebimde .Ne yaptıysam olmadı ne bir silüet ne bir ses nede bir hareket
hiçbirini duymadım görmedim.
Garson bile masaya oturduğumda biramı getirdi bitti bir daha
getirdi bitti bir daha getirdi bedelini masaya bırakıp çıktım.( hayatta yapılan
her boktan şeyin bedelini ödeyip gitmek üç biranın parasını masaya bırakıp
gitmek kadar kolay olsaydı keşke six6altı )
Herşey sendin ,sesin ,sensin .
Dedim ki, aklımı çalma çel , inandır beni (ne kadar kafamdan
geçen söz varsa bir benzerini yada hemen hemen aynısını buldum okumadığım
kitaplarda,yazarın sadakati yazdığına bağlılığı kusmak istiyorum , öğreten biri
olsun isim ver bana )
Bu böyle değirmen gibi kafamda bir şey sen , seni öğütüyor--
mili taşı rüzgarı kokusu sen olmuş kafamın içi -- tekrarlayıp duruyor kendini
sürmenaja çok az kaldı biliyorum .Git gide bir sevda mektubuna dönüyor bu
yazdıklarım .Yukarıda yazdığım arabeske dönüyor tüm yazılanlar tüm kafam tüm
sen ; ama buna izin vermeyeceğim .Süslü ağdalı dille yazmayacağım kalıpları bir kenara bırakmaya çalışıyorum
hececiler , meşaleciler , kanıklar ,andaylar , rifatlar
Ağlıyorum biraz hepsi için.Onların sevdaları rakının soğuk
suya hasreti gibiydi.
Bu bir sevda mektubu oldu .
Oku diye
Yours Sincerely …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder